Çileli dualar (2)

p class"MsoNormal" style"text-align:justify;text-justify:inter-ideograph; text-indent:1.0cm"Geçen haftaki yazımda; Allah'ın kahraman Elçileri'nin insanlara, Allah'ın buyruklarını tebliğ ederken karşılaştıkları çetin durumlarda kendilerine düşeni sabırla ve kahramanca yaptıktan sonra son çare olarak Allah'tan yardım istemelerine örnekler vermiştik. Bu yazımızda da bu örneklere devam edeceğiz inşallah! Çünkü onları kendimize rol model olarak örnek almamız gerekir ki dünya hayatı okyanusunda boğulmayalım. Allah'ın seçkin elçilerinin hayatlarından örnek almamız ve ders çıkarmamız gereken kesitler vardır. Bunun için Kur'an-ı Kerim, düşünüp ibret almamız, dünya hayatımızı buna göre dizayn etmemiz, mutlu, sevinçli yaşamamız ve önemlisi sınavımızı başarıyla vermemiz için onların yolunu izlememizin olmazsa olmaz olduğunu bize bildirmektedir. Şimdi bu dualardan örnekler okumaya devam edelim şairin dizelerinden:

p class"MsoNormal" style"text-align:justify;text-justify:inter-ideograph; text-indent:1.0cm"

2. Hz. Musa'nın (a.s.) duası:

Hz. Musa, (a.s.) Firavun'un onun hakkında ölüm fermanını çıkardığını duyduğunda Mısır'ı terk ediyor ve gizlice gündüz saklanarak ve gece yürüyerek endişeli olarak uçsuz bucaksız çöller aşarak ve nereye gittiğini de bilmeden ilerledikten sonra şu duaları okuyor:

"Rabb'imiz, koru zalimden, diye dua ettik,

Rabb'imiz, ulaştır bizi doğru yola, dedik!

Yolsuz, aç ve susuz, uçsuz bucaksız çöller,

Rabb'imiz, nerede güvenebileceğimiz yer

Allah'ım, oturup kalkacak yer göster!

Kimsesiziz, garibiz, çıkar bir yol öner!

Medyen suyuna vardığında zorbaların izin vermemesinden ötürü koyunlarını sulayamayan ve orada çaresiz bekleyen iki bayanın koyunlarını suladıktan sonra çaresiz, yardımsız ve kimsesiz bir durumda Allah'tan yardım istiyor:

"Çekildik ağacın serin ve narin gölgesine!

Yalvardık, buluttan yağmur istercesine:

Muhtacız, doğrusu indireceğin hayra!

Aştık çölü, aç, susuz, sığınıyoruz sana!"

p class"MsoNormal" style"text-align:justify;text-justify:inter-ideograph; text-indent:1.0cm"Hz. Yusuf, (a.s.) Mısır'a maliye bakanı olduktan sonra anne ve babasını, kardeşleriyle bütün ailesini yanına getirip tam güzel günler yaşamanın başladığı bir sırada şu duayı yaparak asıl vatana kavuşmak istediğini belirtmektedir. Oysa şimdi tam yaşamanın zamanıdır; ancak o sınavını başarıyla verip görevinin bittiğini düşünerek artık asıl vatana kavuşmanın heyecanını yaşamaktadır.

3. Hz. Yusuf'un (a.s.) duası:

"Rabb'imiz acımanla rüya yorumunu öğrettin!

İnsanları doğruya çağırıp yönetmeyi verdin!

Sensin tek velimiz bizim, dünya ve ahirette,

Müslüman olarak al, olsun canımız iyilerle!"

p class"MsoNormal" style"text-align:justify;text-justify:inter-ideograph; text-indent:1.0cm"Allah, zaman zaman elçilerin dışında erdemli kişilerin çileli hayatlarını örnek vermektedir. Kur'an-ı Kerim'de bir sureye adını veren Eshab-ı Kehf'in (Mağara arkadaşları) duasını da biz insanlara örnek vermekte yarar görüyoruz. Çünkü elçilerden örnek verildiğinde insanlar şunu diyebiliyorlar: "Eh, ne yapalım; onlar Allah'ın Resulleri'dirler; biz onlar gibi olamayız ki..." İşte bu mazeretimizin olmaması için bu örneği de veriyorum. Mağara arkadaşları karşılaştıkları bu çetin durumda çareyi Allah'a yalvarmakta buluyorlar ve şu duayı yapıyorlar:

Hani o gençler sığınmışlardı mağaraya:

"Rabbimiz! Ver bize tarafından bir acıma!"

"Bize bir çare göster, demişlerdi acımanla,

Bu durumumuzdan bir kurtuluş yolu hazırla!"

İçten ve boyun bükülerek yapılan bu duaya karşılık; Allah u Teala da onların dualarını kabul ederek insanlardan onları koruyor:

"Biz de senelerce o mağarada onların kulaklarına,

Perde yerleştirmiştik, daldırmıştık onları uykuya!"