Allah'ın rahmeti (1)

Kasas suresi, 289. ayet: "Firavun'un karısı; "İkimizin de gözü aydın! Onu öldürmeyin, belki bize faydası dokunur ya da onu evlat ediniriz!" dedi. "Onlar işin sonunu sezemiyorlardı. (Onu almakla hata ettiklerini bilmiyorlardı. Çünkü büyüttükleri bu çocuk; ileride Firavun'nun saltamatına son verecek olan biri olacağını bilselerdi onu orada öldürürlerdi.) 10. ayet: "Mûsâ'nın annesinin yüreği ise yalnızca çocuğuyla meşguldü. Eğer, inanıp güvenen biri olması için onun kalbini pekiştirmemiş olsaydık neredeyse işi meydana çıkaracaktı.", 12. ayet: "Biz önceden onun, başka sütanneleri kabul etmesini engellemiştik. Bunun üzerine ablası, "Sizin adınıza onun bakımını üstlenecek, üzerine titreyecek bir aile bulayım mı" dedi. 13.ayet: "Böylelikle biz annesinin gönlü rahatlasın, gam çekmesin ve Allah'ın vaadinin gerçek olduğunu bilsin diye onu annesine geri verdik; fakat oradakilerin çoğu bunu bilmiyorlardı." Bundan önce Firavun'un sarayının, kendisine karşı onu himaye etmesini sağladığı gibi, kudret eli şimdi de yine Firavun'a karşı karısının kalbini Musa'yı korumaya yöneltiyor. İşte bu ince ve şeffaf sevgi perdesiyle onu korumuştu. Silahla, konumla ya da malla değil. Onu kadının kalbindeki duygusallıkla, sevgiyle korumuştu. Bu sevgi aracılığı ile Firavun'un katılığını, sertliğini yumuşatmış, hırsına ve önlem alma eğilimine engel olmuştu. Yüce Allah'ın bu zayıf ve güçsüz çocuğu, sadece bu ince ve şeffaf perdeyle Firavun'a karşı koruması hiç de zor değildi! İşte bu Allah'ın rahmetidir.

p class"MsoNormal" style"margin-bottom:10.0pt;text-align:justify;text-justify: inter-ideograph;text-indent:1.0cm;mso-pagination:widow-orphan"

p class"MsoNormal" style"margin-bottom:10.0pt;text-align:justify;text-justify: inter-ideograph;text-indent:1.0cm;mso-pagination:widow-orphan" Allah'ın hiç beklemediğimiz bir zamanda ve tarzda yardım edebileceğiyle ilgili ünlü yazarımızdan okuyalım: "Olağanüstü olayların çağı sona ermiş değil. Çünkü yüce Allah'ın özgür dileği uyarınca her an olağanüstü olay gerçekleşiyor. Fakat Allah her dönemin pratiğine ve koşullarına göre olağanüstü olayların biçimlerini ve türlerini değiştirebiliyor. Ayrıca bazı olağanüstü olaylar, bazı akıllar tarafından kanıksandığı için olağanüstülükleri kavranamaz oluyor. Fakat yüce Allah ile bağlılığı sürekli olanlar bu olaylarda onun elini görebilirler, o yüce elin harika eserlerini somut biçimde algılayabilirler. Yüce Allah'ın yolunun yolcularına düşen görev şudur: Yapmaları gereken her şeyi, güçlerini son parçacığına kadar harcayarak yapmalı, sonra da huzur ve güven içinde işi Allah'a havale etmelidirler. Eğer düşman karşısında yenilgiye uğrarlarsa, Yüce Yardımcı ve Ulu Destekleyici'ye başvurmalı ve Hz. Nuh'un; "Artık yenik düştüm; bana yardım et!"