Kelebeği saran karıncalar - 2

Bir tefekkür çalışmasıKelebeğin başına gelen hâdisede, hikmet ne olabilir Hayvanların, iştiha, nefis ve iradeleri olduğu için1 kendi hayat şartları içerisindeki kurallara uyup uymamaları noktasından çeşitli hâllere muhatap oluyorlar. 150.000 çeşidinin olduğu bildirilen kelebek, pul kanatlıların genel ismidir. Vücutları kiremit dizilişi şeklinde renkli, gözle zor görülebilen pullarla örtülüdür. Pullar, uçları yassılaşarak genişlemiş kıllardır. Ufak sarsıntılarda koparlar. İki çift olan kanatlarının büyüklüğü türlere göre değişir. Pek az türde ve bazı türlerin dişilerinde kanat bulunmaz. Emici tipteki ağız parçaları hortum şeklindedir. Kullanılmadığı zamanlar bu hortum, başın alt tarafında helezon biçiminde kıvrılır ve bal özünü emerler. Çiçeklerin balözünün tadını, ayaklarıyla alırlar. Tat alma cisimcikleri, ayaklarına yerleşmiştir. Ayaklarıyla çiçeğin suyunu kontrol ederler. Beğendikleri takdirde kıvrılı duran hortumlarını uzatarak emerler. Gece kelebeklerinin işitme ve koku alma duyuları da çok hassastır. Bazı türlerin erkekleri, 5 km uzaktaki dişinin kokusunu alabilirler. Gündüz kelebeklerinin duyargaları (anten) çıplak olduğundan bu hassaslıktan mahrumdurlar. Renkleri onların her şeyidir.2 Bu bilgiler ışığında kelebeğin yerdeki hâlini tefekkür ederken, çevresindeki şartlar dikkatimi çekti. Uçarken, düşman ya da tehlikeli hâller gibi onun cephesinden menfî şartları hatırlamaya gayret ettim. Fıtrî olarak radar sistemi, uzaktan algılama, ses ve kokuya duyarlılık gibi hassasiyetiyle beraber muhtemelen bir hatası olmalı diye düşünüyorum. Diğer yandan bu kelebeğin vücudu, kimlere av olacaksa onların mücavir alanına mı girdi, bilemedim. Ama her ne oldu ise işte netice ortada, kanadının birisi hasar görmüş ve bahçemdeki seramiklerin üzerinde sırtüstü düşmüş, bizi düşünceye sevk eden vaziyeti budur. Kelebeğin şu vaziyetini netice veren bir hâli olmuş ki karınca sofrasına düşmüş. Onun bu vaziyeti ile fıtrat kanunlarında geçerli olan ve şu vaziyetine taallûk ederek alâkalı olan İlâhî bir takım isim ve sıfatların tecellisi böylece zuhur