Şükürler olsun ki öleceğiz!

Düşünebiliyor musunuz, bu âlemde hiç ölmeyeceğimizi Bu, hemen her yönüyle sınırsız gibi görünen sınırlı âlemin, imtihan problemleriyle, çözümü güç sorularıyla hayatın devamlı olduğunu, hayal edebiliyor musunuz

Bir ümittir insanı yaşatan. Yarına ulaşan, dertlerin bittiği, imtihanın sona erdiği, huzura kavuştuğu, "Haydi buyrun, girin Cennete dâvetinin" geldiği bir ümit.

Ölümü sevmeyi, bir de bu yönüyle düşünmek, insana ayrı ve ferahlı bir pencere açıyor. Açılan pencereden, ayaklarımızı burada tutarak ileriye bakıp ümitlenmek, plânlar yapmak, gayrete gelmek, yeniden ama taze bir heyecanla besmele çekmek.

Sizi çok üzen, fevkalâde rahatsız eden bir hastalık, bir hâdise ne bileyim bir şey işte; onunla sonsuz devam eden ya da edecek olan bir hayatı sürdürmek ister misiniz, irade size verilse Eminim ki, kuvvetli bir tepki ile "Hayır" diyeceksiniz. Bu endişeli hâle çare ölüm değil de nedir

Ecdad, "Ölmeden evvel ölün" tavsiyesi istikametinde hayata ziyadesiyle bel bağlamamak için, eşya ve hâdisenin üzerindeki fâni etiketlerini görmüş ve ona ümidini bağlamadığı gibi, onu sadece vesile görmüş, sebep nev'inden.

Yenilik ve değişikliğe çok düşkün olan insan, bu âlemin tekrarlanan sahifeleri, sonsuza kadar da gitse o ki içerisinde acı var, artık ondan kurtulmak ister, işte bu sebeple de ölüm bir nimet olarak anlaşılır.

Biten her vazife, insana ferahlık verir. Ölüm, hayat vazifesinin bitme alâmetidir. Çok şeylerle bağımlı olan hayatın, vücudun o ağır bağ ve yüklerinin artık sona erdiğinin ifadesidir. Bitki hayatından, hayvanî hayata, oradan da insanî hayata geçiş, burada bir kademe atlamasıysa, ölüm ile de dünya hayatından ahiret hayatına geçiş için bir basamaktır ölüm.

Toprağa gömülen çekirdeğin zahirde çürüyüp değişikliğe uğraması, sümbülü netice vermesi yeni bir hayatın başlamasına vesile olduğu gibi ölüm de burası ile kıyas edilemeyecek kadar muhteşem bir hayata geçişin kapısıdır.

İhtiyarlık gibi hayatın bir cihette en ağır şartlarının olduğu o dönemin ölüm ile sona erdiğini düşünmek bile bir nimettir. Ya, bir de yaşını bile bilemeyecek kadar çok yaşlı ihtiyarlarınızın evinizde olduğunu, onlara bakmakla ne kadar ağır bir sorumluluk altında olduğunuzu düşünebiliyor musunuz Bu noktadan ölüm onlara da size de rahmet değil midir