Aldığımız eğitim, dinlediğimiz ders, bulunduğumuz sohbet der ki; bu âlemde yalnız değilsin. Etrafta gördüğün görmediğin her şey ile, bu âlemi müşterek kullanıp paylaşıyor ve bununla da imtihan oluyorsun.

Bahçemde yürürken, ayağıma batan dikenlerin yüzlercesinin karınca deliği etrafında toplanmış vaziyetini görünce, yukarıdaki özet dersi daha iyi anladım, diye notumu alırken tefekkürümü de sizlerle paylaşmak istedim.

Karıncayı tanımaya çalışıyorum

Gerekli besin maddelerini sağlamak üzere ölü böcekleri ve tohumları yemeyi seven bahçemin çalışkan sakini karınca için, uygun beslenme ile vücut yapısını korumak, onun hakkında hayatî derecede mühimdir ve illa ki suya da muhtaçtırlar. Hemen hemen her yerde yaşayan bu hamarat komşum, çevrenin ve mevsimin şartlarına göre de yuvasını yapar. Ki altı metre kadar derinliklere kadar inerler. Yaprakların arkasındaki bitlerin çıkardığı yapışkan, şekerimsi salgıyı da, biti de yerler, bazan onları yuvalarına taşırlar. İnsanın yediği pek çok şeyi yemesi, karınca hakkındaki şikâyetin başında gelir. Evde, özellikle mutfaktaki kırıntılar, onların özel ilgi alanına girer. Bununla der ki, yiyeceklerin kırıntısını ortada bırakırsan, gelir yerim, ey insanoğlu, sonra ağlama! Özellikle yağ, şeker gibi gıda maddelerinizi açıkta bırakmayın!

Diken tohumu sevdası nedendir

Karınca hakkında daha pek çok bilgi nakletmek mümkün ama şu diken tohumu ile bizim karıncanın sevdası nedir, diye doğrusu merak ettim. Yaptığım araştırmada söz konusu dikenin adı pıtrak demir dikeni imiş meğer. Resmini görerek ikna oldum.

Hayrete düştüğüm ikinci noktaya da, yaptığım araştırma sayesinde ulaştım. Pıtrak demir dikeni, idrar yolu bozuklukları, böbrek hastalığı, iltihaplanma, kronik öksürük, astım ve tedavilerinde de kullanılırmış.