Said Nursî'nin istikbâl ümidi (2)

Hemen her eserinde istikbâle dair müjdeli yorumlar yapan, şevk ve ümit verici mesajlar veren Bediüzzaman Said Nursî, Sünûhât isimli eserinde çokça meşhûr olmuş şu müjdeyi nidâ ediyor:"Ümitvar olunuz! Şu istikbal inkılâbı içinde, en yüksek gür sadâ İslâmın sadâsı olacaktır." Esasen, Nur Risâlelerini okuyanlarda böylesine kuvvetli bir ümit her daim mevcut durumda. Bugün olduğu gibi gelecek için de asla ye'se düşmez, ümitsizliğe kapılmazlar. Dahası, ümitsizliği ehl-i İslâm için en büyük bir hastalık olarak görürler. Hutbe-i Şâmiye isimli eserde, bu mühim mesele etraflıca ve gayet tatminkâr bir şekilde ders veriliyor. Bir uçurumdan yuvarlanıp aşağıya düştüğü esnada, Üstad Bediüzzaman'ın "Dâvâm! Dâvâm!" diye bir haykırışı vardır. Yani, kendi yüzde yüz ölüm tehlikesi ânında bile kendi hayatını-vefâtını umursamayıp dâvâsını düşünen bir insan. Bu hadiseye dair S. T. Gaybî isimli eserindeki kendi ifadeleri şöyledir: "Hayatta olan eski talebelerim biliyorlar ki: Bin üç yüz on beş-on altı (1898-99) senelerinde, Van kalesi ki, iki minare yüksekliğinde sırf dağ gibi bir taştan ibarettir. Eskiden kalma oda gibi bir in kapısına gidiyorduk. Ayağımdan kunduralar kaydı; iki ayağım birden kaydı. Tehlike yüzde yüz... Başkaca nokta-i istinad kalmadığı halde, büyük bir istinada basmış gibi üç metrelik bir kavisle o mağaranın kapısına atılmışım. Hem ben, hem beraberimdeki orada hazır arkadaşlarım, ecel gelmediği için sırf bir hıfz-ı İlâhî, harika bir imdad-ı gaybî telâkki ettik." Said Nursî, mükellefiyet yaşında girdiği andan itibaren siyasî meselelerle de ilgilenmeye başladı. İstikbâl neslinin, şüphesiz buna da ihtiyacı var. Siyaset noktasında almış olduğu ilk esas dersin adını ise "muktesit meslek" tabiriyle ifade ediyor. Hem acip, hem takdire şâyândır ki, hayatının sonuna kadar da bu meslekten hiç ayrılmadı, hiç inhiraf etmedi. Evet, Said Nursî, 1892'de Mardin taraflarında iken Namık Kemâl'in "Hürriyete-Meşrûtiyet"e dair makalelerini (Rüyâ), şiirlerini okuma fırsatını buldu. Okuduğu Rüyâ makalesinin kendisinde çok güzel bir intiba bıraktığını beyan ediyor. Bu bahse dair Münazarat isimli eserindeki ifadeleri