Dolmabahçe'de neler oldu

GÜNÜN TARİHİ 10 Kasım 1938Resmî tarihe ve Kemalist ideolojiye göre Mustafa Kemal'in Dolmabahçe'de ölümü 10 Kasım (1938) günü saat 9'u 5 geçedir. Bizim tarih sorgulama ve kaynak araştırmalarımıza göre bu bilgi doğru değildir. Özellikle şu "saat 9'u 5 geçe" kaydı uydumadır; dolayısıyla, bir tür ısmarlama ve tasarlamadır. Doğru bilgi, araştırmalarımıza göre 9 Kasım gecesi saat 23:00'ten sonra olup, bu gerçeği destekleyen bir dizi bilgi-belge vardır. Fakat, bu yazının ara konusu bu değildi. Onun için, bu noktayı şimdilik es geçip 10-19 Kasım tarihleri arasında Dolmabahçe'de yaşanan dikkat çekici gelişmelere dair notları aktarmaya çalışalım. Bir özet bilgi: 10-19 Kasım tarihleri arasında Dolmabahçe Sarayında bekletilen katafalkın önünde büyük izdiham yaşandı. O zamanın Diyanet İşleri Başkanı Ord. Prof. Şerafettin Yaltkaya tarafından M. Kemal'in cenaze namazı kılındı. 16 Kasım günü meydana gelen izdihamda, 4'ü erkek ve 7'si kadın olmak üzere 11 kişi ezilerek öldü. Bu bilgileri doğru şekilde yansıtmayan resmî tarih, ne yazık ki akıl almaz derecede türlü yalan ve yanlışlarla doludur. Yalan-yanlış dediğimiz şeyler ise, ne acıdır ki devletin bürokrasisi ve değişen hükûmetler eliyle, üstelik bilerek, severek, isteyerek, yani kasıtlı şekilde nesillerin zihnine-dimağına pompalanmaya çalışıla geldi. Öyle ki, dünya devletleri içinde bunun bir başka benzerini bulmak imkânsız görünüyor. 9 Kasım'da ölen M. Kemal'in cenazesi, tahnit (ilâçlama) yapıldıktan sonra bir katafalka (cenaze platformu, musalla taşı) konularak tâ 19 Kasım'a kadar İstanbul Dolmabahçe Sarayında bekletildi. Bu zaman zarfında, büyük kalabalıklar halinde ziyaretler yapıldı, törenler ve saygı duruşu geçitleri düzenlendi. Bu süre içinde, ayrıca M. Kemal için cenaze namazının kılınıp kılınmaması ve yakındaki Dolmabahçe Camii'ne götürülüp götürülmemesi gibi hususlar da tartışma konusu oldu. Kız kardeşi Makbule Hanımın ısrarlı isteği üzerine, cenaze camiye götürülmeden, yani hemen oracıkta kılınması cihetine gidildi. 10 Kasım 1998 tarihli Hürriyet'te çıkan Murat Bardakçı'nın yazısında, cenaze namazının "Türkçe selâm ve duâ"larla kılındığı anlatılıyor. Buna göre, "Allahu ekber" yerine "Tanrı uludur" denilmiş, "selâm" yerine de "esenlik" dilenmiş. Bardakçı, ayrıca Kasım 1938'deki ölüm tarihinden