M. Latif Salihoğlu

Yeni Asya

Tarafgirlik hastalığı kör ediyor

Taraf tutmanın normali, yani vasat hâli kişiyi hasta etmez.Tarafgirliğin ayrıca fanatizme kayan bir bağnazlık hâli var ki, bulaştığı kimsenin dengesini bozmaya başlar. Kişide ne adap bırakır ne muaşeret, ne terbiye bırakır ne de nezâket. Böylesine dozajı aşan bir tarafgirlik marazı, sahibini ayrıca kör-kütük bir hâle sokar. Tarafgirlik marazına ya

Kan ve şiddet sektörüne karşı

Son zamanlarda tuhaf mı tuhaf mesajlar geliyor.Hiç tanımadığımız isimler üzerinden gelen bu mesajlar, kanlı şiddet metodunun mübah görülmesi gerektiği noktasında bizi ikna etme hevesini barındırıyor. Bunların içinde bazı mesajlar var ki, ancak "ahmaklar pazarı"nda müşteri bulabilir. Meselâ: Bizim her vesileyle dile getirdiğimiz "Dahilde kuvvet, şid

Tatlı sohbetin katilleri

Bazen olur ki, esasta-temelde bir ve beraber olduğunuz kişiyle, usûl ve üslûp noktasında anlaşamıyorsunuz.Kendisi din-iman kardeşiniz olduğu halde, hatalı usûl ve dikenli-mikenli uslûbuyla ortalığı berbat eder. Birlikte yapmış olduğunuz kardeşlik sohbetinin tadını-tuzunu büsbütün kaçırır. Böylelerine "sohbet katilleri" nazarıyla bakıyorum. Huzur o

"Ezan"a sûikast teşebbüsü

Harf inkılâbından (1928) hemen sonra, Kur'ân harfleri yasaklandı.1932 yılının Ocak ayı başlarından itibaren, bu kez Kur'ân ile birlikte "Muhammedî Ezan"ın yasaklanması hazırlıklarına başlandı. Bu ise, dünyada ve insanlık tarihinde ikinci bir örneği bulunmayan bir politika idi. Devrin hükümeti ve muktedirleri, bu işe çok hevesli ve dünden razı olduk

İman, hayat, şeriat siyaset (!)

Önce Kastamonu Lâhikası'ndan kısa bir iktibas:"Âlem-i insaniyette ve İslamiyette üç muazzam mesele olan iman ve şeriat ve hayattır. İçlerinde en muazzamı iman hakikatleri olduğundan, bu hakaik-i imaniye-i Kurâniye, başka cereyanlara, başka kuvvetlere tabi ve âlet edilmemek, ...ve en kudsi ve en büyük vazife olan imanı kurtarmak hizmetini tam yerine

Sarıkamış'ta zemheri günleri

(Zemheri soğukları ile, daha çok 22 Aralık-30 Ocak arasındaki 40 günlük şiddetli kış dönemi kastediliyor.)Rus kuvvetlerine karşı Kafkas Cephesinde müdafaa vaziyetini alan Osmanlı ordusunun, çeşitli sebeplerle "savaş kabiliyeti"ni kaybetme noktasına geldiği hususu 1915 yılı 15 Ocak günü açık şekilde anlaşılmış oldu. Menfi sebepler noktasından mesele

İttihad-ı İslâm ve Medresetüzzehrâ projesi

I. Dünya Harbinden (1914) kısa bir süre önce Van Gölü kenarında (Edremit'te) temeli atılan çok amaçlı Medresetüzzehrâ nâmındaki ilim-irfân akademisi olan "Dârülfünun-u İslâmiye", projenin asıl sahibi Üstad Bediüzzaman'ın ifadesiyle hem Şark vilayetlerinin merkezi, hem de İslâm coğrafyanın ortasında bir yerde inşa edilecekti.Bunun temeli atıldığı ha

Dalkavuk üretim tesisleri

"Adam gibi adamlar" kolay yetişmiyor. Dalkavuk üretimi ise, çok kolay ve basit işlemlerle, üstelik seri şekilde yapılabiliyor.Bir de piyasada gönüllü dalkavuklar var ki, bir anda mantar gibi çoğalıveriyor. Üstelik, içlerinde en zehirli türünden de bulunabiliyor. Vazife verildiğinde, çok rahat bir şekilde badigartlık, militanlık, hatta tetikçilik bi

On yıllık bir nefis muhasebesi

Bundan tam 10 yıl önce bugün, yani 10 Ocak 2014 tarihli yazımızın başlığı aynen şöyledir: Ey nefsim! Hür ol, kul ol, mert ol!İçinde bulunduğu şahsiyet-i maneviye dairesindeki itibara-fazilete kanaat etmeyip haricî cereyanların rüzgârına kapılan bir kısım kardeşlere "Gafil kafalara bir tokmak" neviden olan o yazının (yer darlığından) bir özetini tak

Sosyal dengesizlik

Daha öncekiler gibi, son seçimde verilen vaatler de tutulmadı. Dahası, tam tersine görünen bir ekonomi politikası devreye sokuldu. "Faiz inecek"ti; aksine daha da yükseldi. Hatta, daha evvel hiç olmadığı kadar yükseltildi. Zirveye çıktı. Hatta, bazı ülkelerin standartlarına göre, faiz oranlarında rekor üstüne rekor kırıldı.Bu acip durum karşısında,