Nimetlerin reisi

Üstad, "Kâinatın neticesi hayat olduğu gibi, hayatın neticesi de şükür ve ibadettir" demektedir.Nimet dilimizde; lütuf, ihsan, ikram ve bağış anlamlarında kullanılmaktadır. Tabi ki, bütün bunlar Allah'tan yarattıklarına karşı olan lütuf, ihsan, ikram ve bağışlar olmasını bizlerin aklına getirmeli. Nimetlerin en büyüğü nedir acaba İnsanların şükür sebebi olacak o kadar çok nimetler vardır ki, Üstad bunları külliyatın birçok yerlerinde örneklerle saymıştır. İnsanın insan olarak dünyaya gelmesi, hayatının her safhası, yedikleri, içtikleri, hastalıklar ve musibetler(sabırla karşıladıkça), vücutlarımız ve düzeni, dünyanın, âlemin düzeni vs. saymakla bitirilemeyecek kadar nimetler içindeyiz. Hatta düşündüğümüzde acı duymak bile bir nimettir. Niye mi Çünkü yaralandığımızda veya bir hastalık dolayısıyla acı hissi yaşadığımızda, yaradan ve hastalıktan haberdar olabiliriz. Özellikle 29. Lem'a olan ve bir adı da 'Tefekkürname' olan Lem'a'da 'Elhamdülillah' bahsinde bahsedilenler. Bu Lem'a'da hangi nimetlere Elhamdülillah dememiz gerektiği sayıyor. Bunlara kısaca bakacak olursak; ilk sırada kalpteki iman gelmekte, çünkü "İman ise her şeyi (altı cihette de; sağgeçmiş zaman, solgelecek zaman, alt, üst, ön, arka yön)güzel, ünsiyetli gösteren şeffaf, berrak, nurani bir gözlüktür." Ve aynı zamanda; Bu "..iman nimetine "Elhamdülillah" diye edilen hamd dahi bir nimet olduğundan ona da bir hamd lâzımdır. Bu ikinci hamde de üçüncü bir hamd, üçüncüye de dördüncü bir hamd lâzımdır." İkinci sırada, Peygamber(asm) efendimizi sayabiliriz büyük nimetler arasında. Diğer büyük bir nimet te Kur'an-ı Kerim'dir. Mesela başka bir yönden bakarsak;