Üstad, Üstadı anlatıyor - 14 Ramazan 1445

- "benim hayatım Risale-i Nur'a bir nevi çekirdek olabilir. Kur'ân'ın feyziyle, Cenab-ı Hakkın ihsanıyla o çekirdekten risale-i Nur'un meyvedar, kıymettar bir ağaç hükmüne icad-ı İlâhî ile geçmesidir. Ben bir çekirdektim, çürüdüm, gittim. Bütün kıymet Kur'ân-ı Hakîm'in manası ve hakikatli tefsiri olan risale-i Nur'a aittir." (E.L.:730)

- Eski dahiliye vekili Hilmi Uran'a yazdığı mektuptan, "..ahiret hesabına konuşan benim gibi kabir kapısında vatandaşların haline ağlayan bir biçare.."(T.Hayat.775)

- "Benim gibi zayıf, ihtitar, merdümgiriz(insanlardan sıkılan, kalabalıktan hoşlanmayıp yalnızlık isteyen), fakir, garip, hizmete çok muhtaç bir biçare.." (T.Hayat.777)

Bediüzzaman, ehl-i iman ve bilhassa Nur Talebelerinin kendisine izafe ettikleri, "en büyük müçtehit, en büyük müceddit" gibi sıfatları kabul etmeyip reddederek şöyle der:

- "Hakikat ise, tercüman, bir derece telif itibarıyla, o şahs-ı manevînin bir nevi mümessili olmak itibarıyladır. Yoksa haddim ve hakkım değildir ki, ben o kudsî işarete medar olayım." (E.L.470)

Benim hayatım Risale-i Nur'a bir nevi çekirdek olabilir. Kur'ân'ın feyziyle, Cenab-ı Hakkın ihsanıyla o çekirdekten risale-i Nur'un meyvedar, kıymettar bir ağaç hükmüne icad-ı İlâhî ile geçmesidir. Ben bir çekirdektim, çürüdüm, gittim. Bütün kıymet Kur'ân-ı Hakîm'in manası ve hakikatli tefsiri olan risale-i Nur'a aittir." (E.L.:730)