Kelimelere anlam vermek

Bir kelimenin geçtiği ibarede hangi anlamda kullanıldığı te'vil ile anlaşılır, tefsir ve şerh ile açıklanır. Aksi halde yanlış anlamlar ortaya çıkar.

Bir kelime, söyleyene, söyleyiş şekline, muhatabın sosyal, ruhi durumuna göre değişik anlamlara gelebilmektedir.

Bir kelime söylendiğinde herkes aynı anlamı verdiği gibi, bazen de birçok kişi farklı anlamlar verir.

"Bir kelimenin işitilmesinde bir adam, bin adam birdir." (Mesnevi Nuriye, Katrenin zeyli, s. 126)

"Kimse demez ayranım ekşidir. Siz mihenge vurmadan almayınız. Zira çok silik söz ticarette geziyor. Hatta benim sözümü de ben söylediğim için hüsn-ü zannedip tamamını kabul etmeyiniz."(Münazarat, s. 49)

Kelimeler bazen aynalarda (mesela hava aynasında) çok fazla sayıda (dinleyen kulaklar sayısınca) çoğalabilirler. Üstad Said Nursi bunu şu şekilde ifade ediyor: "Eşya ve şeyler arasında öyle münasebetler vardır ki, onları âyine gibi yapıyor. Herbirisi, ötekisini gösteriyor. Birisine bakıldığı zaman, ötekisi görünür. Meselâ bir parça cam büyük bir sahrayı gösterdiği gibi, bazen olur ki, bir kelime, uzun ve hayalî bir macerayı sana gösterir. Bir kelime, pek acip bir vukuatı senin gözünün önüne getirir, temessül ettirir. Yahut bir kelâm, zihnini alır; misali âlem-i misallere kadar götürür, gezdirir." (İşârâtü'l-Îcâz, Bakara Sûresi 41 307 5. âyetin tefsiri. Beşinci Me'haz)

"Söylenilen bir kelam, bir cihetten mütekellime bakarsa birkaç cihetten muhatabına bakar. Çünkü muhatabın ahvalini nazara almak lazımdır ki, söylenilen söz o ahvalin iktizası üzerine söylensin." (İşaratü'l-Îcâz, Bakara Sûresi 237 307 26-27. ayetlerin tefsiri)

Bir söz söylendiğinde dinleyenler anladıkları farklı manalardan dolayı, o sözü söyleyeni tenkit etmesi uygun düşmez. Çünkü dinleyenlerin eğitim durumları, kültürleri, anlayışları farklı olabilir.