Aramak mı önemli, bulmak mı

Mevlânâ, "İnsanın değeri aradığı şeyle ölçülür", demiş. Onun için insan ilk olarak neyi aradığını bilmesi gerekir belki de. Çünkü aradığını bilmeyen bulduğunun farkına varamaz.Gerçekte hepimiz hayatımız boyunca ararız. Neyi mi Bazen yolumuzu, bazen de dost ararız. Hâsılı hayat baştan sonra bir arayıştır. İnsan aslında yok olanı değil, çoğunlukla kaybettiğini arar. Bâyezid-i Bistâmî Hz. de "Hakikat aramakla bulunmaz lâkin bulanlar hep arayanlardır." diyerek bu konuya nokta koymuştur. Atâullah İskenderî de bu konuda ne güzel söylemiş: "Seni bulan ne kaybetmiş, seni kaybeden ne bulmuştur" (İbn-i Atâillah el-İskenderî, Şerhü'l-Hikemi'l-Atâiye, s. 208) Bu konuya Üstad Bediüzzaman da; ""Onu bulan herşeyi bulur. Onu bulmayan hiçbir şey bulmaz, bulsa da başına belâ bulur" (Mektubat, Altıncı Mektup) der. Aslında bütün mesele, 'O'nu bulmak, O'na dayanmak' olmalı. Ezeli olan, ebedi olan ve hikmetli eserleri her arayanın gözü önünde olan O'nu her an gördüğümüz âlemde aradığımız gibi içimizde de aramalıyız. Çünkü O(cc), ayette de belirttiği gibi "bize şah damarımızda da yakındır."1 Aslında bu yolculuk zor ve şiddetli olaylarla doludur. Bu yolda akılla