T24 sitesinin yazarları cevabı içinde sorular göndererek Demirtaş'ı parlatmaya devam ediyor. Sorulardan biri "PKK silahlara veda demeli mi" biçiminde Demirtaş da bir lider edasıyla "PKK Türkiye'ye karşı silahları tümden susturmalıdır" şeklinde yanıt veriyor. Başlığa çıkaracakları önceden belli olan soruyu görünce söyleyenin bir önemi kalmıyor, söyleten daha önemli hale geliyor. Neyse... PKK'ya "silahları bırak çağrısı" yapacak aktörün Öcalan değil de Demirtaş'ın olması HDPKandilİmralı hattında bir şeylerin değiştiğine ya da değiştirilmek istendiğine işaret ediyor. O "bir şeyler" dediğimiz de basit değil, kocaman bir "liderlik" meselesi. Demirtaş, baştan beri "proje lider" olarak öne çıkarıldı ve bu konuda hayli mesafe de aldı. O cenahta kime sorsanız "Demirtaş'ın Öcalan'a bir karşıtlığı olamaz" der, kesin bir dille. Doğru; gerçekçi projeler zaten böyle ilerler. Demirtaş "dönüştürücü lider" olarak projelendirilen bir isim. Batı, Öcalan'ı bayrağı devretmeye zorluyor. Demirtaş'ın kendinden menkul bir siyasi gücü yok; bu yüzden gücünü Öcalan'dan alacak. İster zorla ister seve seve. Tedrici bir geçiş süreci başlatıldı, adım adım el değiştirme süreci işletiliyor. Batılı istihbarat servisleri bu konuda son derece mahirdir. Tekrar röportaja dönecek olursak; Demirtaş, konuşmasından "strateji ve taktik" hususlarda da dersler veriyor. Oysa PKKHDP'de "strateji" konusunda Öcalan'dan başkası konuşmaz, konuşturulmaz. Bu alanlara girmesi Demirtaş'ın İmralı'dan adım adım nasıl rol çaldığını gösteriyor. Kim bilir, belki Öcalan da buna rıza gösteriyordur, ayrıca. Bu sayede kendisini "önemli"