Özel'in verdiği söz İmamoğlu'nu keser mi

CHP'nin son 14 yılı toplumsal kutuplaştırmayı derinleştirmekle geçti. Bu siyasetin mimarı da kuşkusuz Kemal Kılıçdaroğlu'ydu. Deniz Baykal'ın koltuğuna oturur oturmaz FETÖ'nün iftira siyasetini genel başkanlığının merkezine aldı. Bu siyaset tarzı CHP'yi son 14 yılda bir kısırdöngü içine hapsetti.

"Değişim" sloganıyla CHP Genel Başkanlığı'na seçilen ve 31 Mart seçimlerinden başarıyla çıkan Özgür Özel, ilk iş olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli'yle görüşerek CHP'yi bu kısırdöngüden çıkardı.

Ne var ki Özgür Özel'in siyasi rakiplerinin bu 'değişim'e pek de sıcak baktığı söylenemez. Kamuoyundan takdir toplamasına karşın CHP medyası Özgür Özel'i hedef alan eleştiri ve suçlamalarını arttırdı. Özgür Özel'in "diyalog" ve "yumuşama" adı altında kendisini öne çıkardığını savunuyorlar.

Özgür Özel, hakkındaki eleştiri ve suçlamalardan maksadın üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek olduğunu bildiğinden olsa gerek, genel başkanlık kürsüsünden "vallahi de billahi de cumhurbaşkanı adayı olmayacağım" diye söz verme gereği duydu.

Bir genel başkanın böyle bir söz verme mecburiyeti yok. Bu açıklama bir zayıflık göstergesi. Özgür Özel, üzerinde baskı hissetmese herhalde kendisini zafiyet içinde gösteren bu açıklamayı yapmazdı. Yine de 'siyasi bir olgunluk" göstererek, bir yerlere "rahat olun, benden emin olun, sizi satmam" deme ihtiyacı duydu. Özel'in bu mesajı İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na gönderdiği de bir sır değil.

Özel "baştaki" anlaşmaya sadık olduğunun altını çizerek İmamoğlu'na teminat veriyor.

Peki Özgür Özel'in kamuoyu önünde, kürsüden verdiği (cumhurbaşkanı adayı olmayacağım) sözü Ekrem İmamoğlu'nu tatmin etti mi

CHP çevrelerinden Özgür Özel'i hedef alan eleştiri ve suçlama kampanyasına bakarsak İmamoğlu'nun pek de tatmin olduğu söylenemez. İmamoğlu'na yakın ne kadar gazeteci ve sanatçı varsa, Özgür Özel'i saçma sapan gerekçelerle eleştirip suçluyor.