Ömür dakikaları azalıyor

Eserlerinde baştan sona fâni ömür dakikalarını bâkileştirme dersi veren Üstad, herkesten evvel nefsine hitaben kaleme aldığı bu derslerin gereğini öncelikle kendi hayatında titizlikle yaşayan bir insan."Dünya madem fânidir, hem madem ömür kısadır, hem madem lüzumlu vazifeler çoktur" hakikatlerini bihakkın yaşayarak tamamladığı bereketli ömrünün bir ânını bile boşa geçirmemiş olması, bu şuur ve idrakin neticesi. Talebe ve komşularına, "Ne zaman uyur, ne zaman kalkar, bilemezdik" dedirtecek şekilde ibadet ve münacatla geçen gecelerin gündüzünü tamamen Risale-i Nur'un mütalâa ve tashihine ve hizmetlere tahsis etmişti. Onun hayatı baştan sona okumak, okutmak, okumayı teşvik üzerine bina edilmişti. İlk emri "Oku!" olan mukaddes kitabımızın çağımızdaki önde gelen yorumcusu olarak, bu İlâhî emre harfiyen tâbi olan bir hayat yaşadı. Ya sünuhat-ı kalbiye ile yazdırılan eserlerini okudu, okuttu veya aynı manaların kâinat kitabındaki tezahürlerini temaşa etti. Van talebelerinden Molla Hamid'e diyor ki: "Eğer bilsen gayret ne kadar hayırlı bir iştir, ömrünü bir dakika boşa geçirmezdin." Bizim inanılmaz ve akıl almaz bir "cömertlik," daha doğrusu savruklukla boşa geçirdiğimiz ömür dakikalarının ne kadar paha biçilmez bir kıymete sahip olduğunu, geçen hiçbir dakikanın geri gelmeyeceğini, bundan sonra kaç dakikamızın kaldığına ilişkin bilgimiz olmamakla birlikte kalan dakikalarımızın