Sadi ne diyor-II

Toplum olgusu kendiliğinden (bizatihi) düzeni, o da örgütlenmeyi içerir. Örgütlenme farklı biçimlerde gerçekleştirilebilir. Bu gerçekleştirmeler, belirli amaçlar doğrultusunda söz konusu olabilir ki, siyasi örgütlenme biçiminin bir görünümü "Devlet" olarak adlandırılmıştır. Aristoteles, bu adlandırmayı yapanların başında gelir. Toplumun siyasi örgütlenmesi kabul edilen Devlet'in olmazsa olmaz niteliğinin başında "hakimiyet", yani egemenlik yer alır. Bu niteliği ona, insan ve toplum üzerinde birtakım yetkileri kullanabilme imkanı sağlar. Bu yetkilerin birisi "cezalandırma", diğeri de vergilendirme (bir başka ifadeyle vergi tarh etme) yetkisidir. Vergi, aynı zamanda Devletin temel, vazgeçilmez kaynağıdır. Fakat bu kaynaktan sağlanan değerin nasıl, niçin, ne şekilde, nerede vb kullanılması gerektiği, Devletin yetkilerini kullanan yöneticiler ile vergi veren, değer sağlayan toplum, yönetilenler, halk arasında daima sorun olma özelliğine de sahip olagelmiştir. pushfn('ads'); Bu konuda Sadi şöyle bir benzetmeli anlatımda bulunur: "Köylünün eşeğini (bunu hayatın sürdürülmesinde yararlanılan üretim aracı olarak düşünmek gerekir) düşman zapt ederken sultan ne hakla vergi toplar, ne hakla öşür (tarımsal üründe onda bir vergi) alır Eşeğini düşman, vergisini de sultan alıp gittikten sonra (günümüz kavramıyla iç ve dış sömürü söz konusuysa) o memleketin tacında (bağımsızlığında, hakimiyetinde, hükümetinde, siyasi iktidarında) ikbal (varlık, gelecek) kalır mı" Yeri gelmişken, "Yap, İşlet, Devret" ya da "Kamu-Özel Ortaklığı" şeklinde ifade edilen uygulamalar dolayısıyla yapılan tartışmalar esnasında, "Londra mahkemeleri söke söke alır" şeklinde dile getirilen görüşün ne kadar aymazlık taşıdığını hatırlamak yerinde olur. Sadi, günümüzde Devletin temel ödevleri arasında kabul edilen ve '82 Anayasasında da düzenlenen toplumun zayıf kesimine karşı sorumluluğunu hatırlatan bir anlatıma yer veriri: "Düşkünlere zulmetmek insanlık değildir. Karıncanın önündeki daneyi alçak kuş kapar." pushfn('ads'); Mazlumlara haksızlık yapılırsa, karıncanın önünde duran tanenin "alçak kuş" (suç örgütleri, çeteler vb) tarafından kapılmasında olduğu gibi, siyasi iktidarı korumak da imkan dahilinde olmayabilir. Sadi, "Tebaaya şefkat göstermek" başlığı altında şunları dile getirir: "Gençliğin ve talihin meyvesini toplayanlar, ancak, emir kullarına (yani vatandaşlara, yönetilenlere) karşı sert davranmayanlardır... Sen, elin altındakilerden birinin ayaktan