İsmail Kılıçarslan

Yeni Şafak

Hak dediğin değirmende olur efendi

"Cümle âlem benden eyu benden kemter yoğa benzer" diyor Yunus. Bu adamlar da böyle işte. İşin doğrusunun farkına çok çabuk vararak en hakiki cümleyi kurabilme kabiliyetleri var. Geçenlerde çok sevdiğim biri anlatmıştı. "Halvet nedir" diye sormuş bir büyüğe. O da "şu zamanımızda halvet, sokağa çıktığında bu sokakta benden daha günahkârı yok diyerek

Sınırsızlığın bir başka ucu: Pornografik göstermecilik kültürü

En geniş tanımlarından birine göre pornografi, "bir şeyi nasıl yaşayacağımızı aslında hiç yaşanmayacak bir temsil ile belirlemek ve hatta onunla sınırlamak" manasına gelir.Bugünün hedonizm ile kapitalizmi birleştiren çılgın dünyasında "arzu nesnesi belirlemek" tüketim davranışını tetiklemek için en kestirme yol malum. Bir yöntem olarak pornografi t

Sınırsızlığın bir başka ucu: Kavatlık sektörü

Türkiye ve dünyanın yoğun politik gündeminden bir an sıyrılıp nihayet bu yazıyı yazmaya fırsat bulabildim. Şu cümleyle başlayayım: Durum kötü değil, çok kötü. Türkiye'de seküleri, muhafazakarı, dindarı, Marksist'i falan tam ortadan değil ama belli oranda ikiye bölünmüş durumdayız epeydir. Bir kısım sürekli "hiçbir sınır tarafından çevrelenmek istem

O yorgun yokuşta

Üsküdar'ın o yorgun yokuşlarından birini usul usul tırmanırken "ârif nedir" diye sordum dostuma. Çünkü Üsküdar'ın yorgun yokuşlarından birinin sonundaki evlerden birinde oturduğumuz bir başka dost "Fas'ın bazı bölgelerinde arif zatlara zâkir de dendiği olurmuş" demişti."Ârif diye tatmış olana denir. Âlim ateşin yaktığını bilir, ârif bizzat yanar. Â

Eski Türkiye'nin berbat kazananları

TÜSİAD benim için her zaman "statükonun devamını temin etmek için işlevsel bir aparat" olagelmiştir. Statükonun devamını ve politik kaosun sürmesini temin ederek kendi parasal iktidarlarının keyfini çıkarmanın merkezidir nazarımda. Bir gram fazlası değil.TÜSİAD Başkanı Orhan bilmem kimin Cannes'da Türkiye aleyhine bildiri okuyan Merve Dizdar'ı anım

Sarı manyak niçin el artırıyor

"Amerika Sen Busun" şiirimi yazalı yirmi yıla yakın oluyor. O şiiri yazdığım dönemde iki temel kanayan yarası vardı dünya Müslümanlarının. Biri Afganistan, diğeri de Irak.Aradan geçen yirmi yılda Afganistan ve Irak büyük oranda "bağımsız ve regüle" iki devlet haline geldi. Yine aradan geçen yirmi yılda Suriye'de çok büyük bir iç savaş oldu ve bitti

O hesap makinesini usulca yere bırak

Duymuşsunuzdur. Dervişe sormuşlar "Allah ile aran nasıl" diye. Derviş de cevap vermiş: "Hep O'nun dediği oluyor, geçinip gidiyoruz."Bu cevabın derinliğini insanlara anlatabilme ihtimalimiz kalmadı zira bu cevabın derinliğini anlayabilecek insanlar değiliz. Niçin oluyor bu Bence şundan: Artistlik ile iştigal etmeden yaptığımız neredeyse hiçbir kalma

Bir manyağın histerisi değil ama savaş da değil

Başkanlık yemini edip işe başlayalı bir ay bile dolmadan ABD Başkanı Trump, Kanada, Grönland, Panama Kanalı, Ukrayna'nın yer altı zenginlikleri, Afganistan'daki ABD silahları derken sonunda bir şey daha istedi: "İsrail, Gazze'yi bize teslim edecek, biz de Filistinlileri başka yerlere yerleştirip oraya bir şey yapacağız." 'Siyaseten' yayınında da sö

Ben senin kadar umutlu değilim Ersin

Yoldaşım, köşedaşım, programdaşım Ersin Çelik, kültürel iktidardan bahis açtığı son yazısını "İsmail Kılıçarslan da deşerse daha derinlerden devam edecek" cümlesiyle bitirip pası ayağıma bırakmış. Oradan devam edeyim. Ama önce Ersin'in "umut dolu" yazısından bir paragraf iliştireyim şuraya: "Hatırlayalım, birkaç yıl öncesine kadar İslami camianın g

Sahi kimdi patron

Kimsenin beni tanımayacağı bir yerde Herkesin herkese kimse olduğu bir yerde demek istiyorum belki de Dilim dışarıda "ya dafi, ya mani, ya Allah" diyerek gözyaşı döktüğüm bir dem için yaşayıp gideyim mi Yahut şu: "Elhamdülillah veşşükrülillah." Yahut şu: "Ya baki entelbaki." Arkamdan "adamın biri varmış" desinler. Adamın adını bilmesin kimse. Öyle