İsmail Kılıçarslan

Yeni Şafak

Bereketini göresiniz

Dervişe "bereket" nedir diye sormuşlar, "siz bereketi bollukla, çoğalmakla karıştırırsınız ama bereket o değildir. Bereket iyi olanın, hoş olanın sürekli olmasıdır" diye cevap vermiş. Derviş bu. Kafası karışık, ruhu değişik adam. Oturmuş, matematiğini çalışmış bereketin, denklemini çıkarmış. Dermiş ki "x eşittir sonsuz y ise bu denklemin 'y'si bere

Bak bi buraya bak

Bunu tekrar konuşmak istediğimden emin değilim aslında ama bir kez daha mecburen söyleyeyim. Küresel kültürün dayattığı hayvan sevgisinin sadece iki tarafı vardır. Bir tarafı hastalık, diğer tarafı ise ekonomik değişim. Dolayısıyla "hayvan sevgisi" ile "küresel kültürün dayattığı uydurulmuş duyarlılıklar üzerinden dolaşımda olan hayvan sevgisi sapk

Çölleşmek değil yeşillenmek

Bir tebrikle başlayayım. Avrupa Konseyi Parlamenterler Birliği'nin yüksek prestijli ödülü "Europe Prize"ı bu yıl Gaziantep Büyükşehir Belediyesi kazandı. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin şehrini 1955'ten bu yana verilen bu ödülde ödül alan dördüncü Türkiye şehri yapmayı başardı. Sonra da geleyim bu ödülü bahane ederek konuşmak iste

Samimi bir sigara parası

Dervişe "sermayen nedir" diye sormuşlar, "samimiyettir" diye cevap vermiş. Bu kez de "samimiyet nedir" diye sormuşlar, "bir şeyin en içindeki, en dibindeki, özü" demiş. Derviş tuhaf bir âdemoğlu. "Samimiyetten nasıl sermaye olsun" diye soramazsınız ona. Ama olur da cesaretinizi toplayıp sorabilirseniz size şunu anlatacaktır. Ekmek için ne gerekir U

Gazze için çaresizce

Hoca, Gazze konulu cuma hutbesini bitirdikten sonra hutbenin dışına çıktı ve şöyle dedi: "Gazze için bana gelip 'dua edelim' diyorsunuz ya aziz müminler. Cihat zamanı dua emziklilere, hastalara, engellilere, savaşamayacak kadar yaşlılara, kurda-kuşa düşer. Cihat zamanı zafer için dua etmek, savaşabilecek durumdaki Müslümanlara düşmez." Namazı hangi

Eminem'in gelini Saraçhane'de doğurmuş

Babam, dedemin en büyük oğlu. Ben de babamın en büyük oğluyum. Dedem baba olduğunda da babam baba olduğunda da aynı yaştalarmış. İkisi de yirmi yaşındaymış. Yani dedem dede olduğunda yaşı kırkmış. Ben baba olduğumda yaşım otuz ikiydi. Şimdi kırk sekiz yaşımı bitiriyorum. Allah ömür ve izin verirse dede olabilme yaşıma en erken altmış ve sonrasında

Kuçu kuçu hoşt hoşt

İnsanlar pek meraklıdır değil mi "kaza değişir mi, kader değişir mi" diye sorup tartışmaya. Derviş, bütün tartışmaları bitirecek duayı şöyle edermiş: "Allah'ım, biz senin bizim hakkımızdaki kaza hükmünü değiştirmeni istemiyoruz. Ancak o kaza hükmünde bize lütufta bulunmanı talep ediyoruz." Ben şöyle anlamaya yatkınım bunu. Ne ki yaşıyoruz ve ne ki

Bu ünlüleri bu faşistlerin elinden kurtaralım

Aklıma epeydir takılan bir konuda, sözüne, bilgisine, mesleki yetkinliğine çok güvendiğim birkaç insanla uzun, upuzun bir fikir alışverişinde bulundum ve yargım netleşti: Türkiye'de şarkıcı, oyuncu, ünlü dediğimiz bir takım isimler faşist bir mekanizma tarafından esaret altında tutuluyor. İnsanların konuşması da, konuşmaması da, fikir beyan etmesi

Nur Serter kıtalar dolaşıyor

Hatırlayacaksınız. Yaklaşık iki sene önce Kuzey Kıbrıs'ta Siyonistlerin epeyce toprak aldığını, kendilerine çok yüksek güvenlikli siteler inşa ettiklerini, uzun vadede zaten İsrail'e erişim için bir istasyon gibi planladıkları Güney Kıbrıs'ın yanına Kuzey Kıbrıs'ı da eklemek istediklerini yazmıştım. İsrail'in uzun vadeli amaçları arasında "birleşik

Bir dağdan iner gibi

Dervişe "bayram nedir" diye sormuşlar; "her halin geçici olduğu bilmektir" demiş. "Hangi gündür" diye sormuşlar; "O'ndan gayrısını murat etmediğin her gündür" demiş. "Bayram geldiğinde ne yapmak icap eder" diye sormuşlar; "Sıla-i Rahim gerekir" demiş. "Ya nedir sıla-i rahim" diye sormuşlar, "insanın kendinden O'na firar etmesidir" demiş. Derviş bu.