İsmail Kılıçarslan

Yeni Şafak

Sosyal çürüme yazıları 8: Sıkıntı yok cumhuriyeti

Türkiye, güçlü ile dirençlinin, önemli ile değerlinin tefrikini bir türlü yapamayan insanların yurdudur da bir bakıma. Güçlü ile dirençlinin, önemli ile değerlinin arasındaki farkları başka yazı(lar)da uzun uzun konuşuruz ama "sıkıntı yok başkanım cumhuri-yeti"nin insanları bağlamında söylemeliyim ki bu cumhuriyetin zalım vatandaşları için geçer ak

Adamın adı Filistin

Adımı adına bitiştirdiler senin. Senelerden kırk sekiz. Aylardan mayıs.Adımı adına bitiştirdiler senin. Elimde bir valiz. Havada bir ölümün saklanamaz gerginliği. Adımı adına bitiştirdiler senin. Yaşım on dört henüz. Koynumda bir anahtar gizli. Evimizin. Babam verdiydi. Ona da dedem vermiş ve ona da babası ve ona da onun babası. Benden geriye kalan

O güne geri dönmek

Geçtiğimiz günlerde bu köşede yayınlanan "Bu Başarı Hepimizin" başlıklı yazımda, provokasyonlarla yarıda bıraktırılan İHH İncirlik eylemi hakkında şu cümleleri yazmıştım: "Tam o sırada 'kuklayı değil kuklacıyı' hedef alan bir organizasyonla İHH, İncirlik üssüne gitmişti. Orada -kimlerin çıkardığını adımız gibi bildiğimiz- bir provokasyona maruz kal

Sosyal Çürüme Yazıları 7: Dedelerden himmet umma cumhuriyeti

Telefonuma hemen her gün 10-12 SMS geliyor. Bilmem hangi siteye üye olursam bana bilmem kaç spin ücretsiz vereceklermiş de hesabıma da şu kadar para şey edeceklermiş.İnstag-ram'da yahut yotubeshorts videolarında günde bir ya da iki kez de sanal kumarha-nelerden birinde 21 yahut bir başka dijital kumar oyununu ana bacı küfür ede ede, böğüre böğüre,

İnsanlığın tek Yahya'sı

Bir kitap sayfasındaki o siyah beyaz fotoğraftaki kadını gördüğümde bir isim vermek istedim ona. Biri diğerinden küçük gözleri, arasına aklar karışmış dalgalı saçları, hafifçe dışrak dişleri, kemikli kuru elleri, puntolu basma eteği ve nasıl kaybettiğini az çok tahmin ettiğim olmayan bacağıyla bu yaşlıca kadının adı "Fatıma" olsun dedim kendi kendi

Randevu sistemi, kamu iletişimi ve ötesi

Kabinede iletişim yönetimini en çok beğendiğim ismin Sağlık Bakanı Fahrettin Koca olduğunu daha önce de yazmıştım. Bakan'ın perşembe günü yaptığı basın toplantısını baştan sona izleyince bu fikrim pekişti. Önce oradan başlayayım.Bence kamu iletişimi tam da Fahrettin Koca'nın yaptığı gibi "ders çalışma iletişimi" olarak ilerlemeli. Biz vatandaşlar,

Bu başarı hepimizin

Biliyorum, iki yazı üst üste İsmailağa buluşmasını yazınca şimdi siz "nerede kaldı sosyal çürüme yazıları" diye soracaksınız haklı olarak ama önemli bir mesele için araya bir yazı daha almam icap etti. Nasipse bu yazıdan sonra ya "dedelerden himmet umma cumhuriyeti" yahut "sıkıntı yok başkanım cumhuriyeti" yazılarından biriyle döneceğim oraya. Bizi

İsmailağa buluşması: Sahi nedir bu Halidilik meselesi

Dün söz verdiğim İsmailağa buluşmasının devam yazısını yazayım dedim bugün. Bu, odur.İsmailağa'daki buluşma boyunca "işte Halidilik budur" dediğim çokça cümle kuruldu cemaatin önde gelenleri tarafından. Bilhassa hem Mahmut Efendi hem de Hasan Efendi hazretlerinin torunu Muhammet Fatih Ustaosmanoğlu'nun kurduğu "biz devlete akredite bir yapıyız. Hem

İsmailağa buluşması

Geçtiğimiz çarşamba gün, İsmailağa Cemaati açısından da, o esnada tekkede bulunan gazeteciler açısından da tarihi bir gündü bence. İsmailağa, uzun tarihinde ilk kez tekkenin kapılarını bir basın toplantısı için gazetecilere açtı, biz de yirmi kadar gazeteci ile birlikte cemaatle ilgili merak ettiğimiz ne varsa öğrenme fırsatı yakaladık. Salih Topçu

Sosyal çürüme yazıları 6: Gösterişli sefalet cumhuriyeti

Aslında bugünün sosyal çürüme yazısı bir başka başlık taşıyacaktı. Ancak son iki günde gördüğüm iki video, "gösterişli sefalet cumhuriyeti"ni öne almaya mecbur bıraktı beni. Videoların ikisinde de birer gelin var. İlkinde düğün esnasında gelin hanım kocasına "twerk dansı" yapıyor, ikincisinde de yine bir başka gelin, düğününde dansöz kıyafetiyle ko