İsmail Bingöl

Milat

Şehre Dair Düşünceler-1

Şehir… Kişi an gelir yalnızlığını paylaşır onunla, an gelir; gecenin karanlığında kendine sohbet arkadaşı eder onu, mısralarla, cümlelerle, çektiklerini, yaşadıklarını, hissettiklerini, en koyu ıstırabını, sevincini anlatır ona, an gelir; seyrine meftun olduğu dağına, ovasına türkülerle seslenir, rahmet okur bu toprakları bırakanlara, Fatihalar gön

Sonbahar

Sapsarı yapraklar arasından yürüyorum. Her taraf sapsarı görünüyor gözüme... Kâînat sarıyla kaplanmış sanki... Süslerini kaybeden ve giderek çıplaklaşan ağaçların altında yürürken, sonbaharın adı geçtiğinde yüreği saran o duygu, yani hüzün kapladı içimi... Adı birlikte yazılmış sanki hüznün sonbaharla... Öyle olduğundandır ki, her ikisi de birbirin

"Beni de Koynunuza Alın Hatıralar "

Hatıraların pembeleştirdiği bir zaman kesiti, film şeridi gibi bir bir kafamdan geçerken, dilim ise geçmişten izler taşıyan şarkının yalvarış ifade eden mısraını mırıldanıyordu: "Beni de alın koynunuza hatıralar" Dilime nereden düşmüştü, şimdi tam çıkaramadığım, hepsi de birer rüya olan o günlerin, tatlı, munis ve muhabbetli vakitlerinde yaşananlar

Hazan Mevsimi

Zaman akıp gidiyor ve biz, zamanın bizde bıraktığı izlerle baş başa kalıyoruz. Zamanı durduramamanın çaresizliği içinde hem de... Şu dünyada kaç kişi vardır acaba, bu tükeniş karşısında duygulanmayan, yüreğinde hüzün rüzgarları esmeyen... Oldukça uzun yaşamış ve başından birçok olay geçmiş birine de sorsanız bu yaşa nasıl geldiğini, onun kolay kola

Yahya Kemal ve Erzurum

Divan Şairleri ile 20. Yüzyıl şairlerinin arasında duran Yahya Kemal Beyatlı, İstanbul'un taşına toprağına, her köşesine meftun büyük bir İstanbul şairidir. "Sade bir semtini sevmek bile bir ömre bedel" mısraının sahibi şair, şiirlerinde İstanbul'u semt semt, sokak sokak mısralara nakşetmiştir. Bu şehri adeta ruhuna nakşetmiş, her bir köşesini haya

Yaşadığınız Şehri Ne Kadar Tanıyorsunuz

Yorgun bir anı gibi düşer şehir bazen içimize… Çorak topraklardan yükselen toz, duman ve çatlamışlık eşliğinde yandığını, kavrulduğunu, kurtulması, canlanması, eski haline dönmesi için suya ihtiyacı olduğunu bir türlü anlatamaz dilinden anlamayanlara ya da anlamamak için kendi menfaatleri uğruna bin bir şekle girip direnenlere… Günümüz şehirleri; ö

Yolcuları Tarafından Aranan Şehirler

İnsanoğlu yerleşik kültür kavramını keşfetmeden ya da bu kavramın anlatmak istediği detayın farkına varmadan önce, saf ve gösterişsiz bir halde tabiatın koynunda yaşıyordu. Fakat bir yandan da; korunmasız olduğu veya tam korunamadığı için, vahşi tabiatın ona verdiği zararlardan kurtulmak, kendini sağlama almak istiyordu. Eşyaya ve olaylara bakışı g

YAŞLANMA SANATI

"Yılların geçmesine öfkelenme; gençliğe yakışan şeyleri gülümseyerek teslim et geçmişe. Yapamayacağın şeylerin yapılabileceklerini engellemesine izin verme." "Hatırlar mısın, sen doğduğunda ağlıyordun ve etrafındaki herkes gülüyordu. Öyle bir hayat sür ki, sen öldüğünde herkes ağlasın, senin yüzünde ise anlamlı bir gülümseme olsun."(Eski bir tapına

Birlik ve Dirlik Üzerine

"Dadaşlar ağır ağır bir halka çevirdiler. Yurda kurban yiğitler, bu halkaya girdiler." Saadettin Akatay Bu vatanın çocuklarını birbirine düşürme oyununun geçmişinin ta Anadolu'yu yurt tutmaya başladığımız günlere kadar uzandığı bilinmektedir. Hile ve desise bilmeyen bu millet; güçle, kuvvetle mağlup edilemeyeceğinin anlaşılmasından bu yana; kal