Yakınmayı bırak, eyleme geç!

Bugünlerde insanlar birbirlerine "Nasılsın" yerine "Sana kaç geldi" sorusunu soruyorlar. "Kaç geldi" anladığınız gibi doğalgaz ve elektrik faturaları. Faturaların yüksekliği inanılır gibi değil. Türkçesi iktidarın has uşakları, özel elektrik şirketleri hepimize giydirmişler.Daha da giydirecekler! Herkes yakınıyor ama çeşitli kentlerdeki birkaç protesto eylemi dışında sanki alan memnun satan memnun gibi bir durum var. Sadece bir yakınmadır gidiyor.Gerçekten bu yakınmalar da artık kabak tadı verdi. Oysa pek çok radikal eylem yapabiliriz. Aklıma Çin'de akaryakıta minnacık bir zam geldiğinde nasıl bir örgütlenme yeteneğiyse, ne de olsa bu ülke Mao'nun büyük yürüyüşünü gerçekleştiren bir ülke, evet milyonlarca Çinli bir anda karayollarında arabalarından inip yürümeye başlamışlar. İnanılmaz bir eylem, milyonlarca araba karayollarında ve milyonlarca Çinli yürüyor. Sonuç o minnacık zam geri alınmış. Bugünlerde en çok Gezi olayları sırasında çekilen bu fotoğrafa bakıyorum. O günleri özledim sanırım. Fotoğraf: Adem AltanÖrgütlenme yeteneği sanırım genetik ve bizim genetiğimizde bu yok. Ama zorlayabiliriz, gelelim benim aklıma gelen protesto biçimlerine: Kontak kapatan motorlu kuryelerden ilham aldım. Arabalarına ve akaryakıta ödedikleri paraları gider hanesine yazan tuzu kuru kişiler dışında, fazla değil bir hafta arabalarımızın kontağını kapatabiliriz! Türkiye'de yüz bin kişi bir hafta kontak kapatsa yağmur gibi yağan akaryakıt zamları en azından bir süre durur. Ayrıca örgütlenerek arabalarınızı arkadaşlarınızla ortak kullanabilirsiniz. Petrolümüz yok, bunu bilin! Ve dünyada akaryakıt giderek azaldığı için zamlanıyor. Örneğin Adana'dan yola çıkan narenciye ve sebze taşıyan kamyoncular kontak kapatmış. Trakya sınırındakiler de öyle! Maskenizi takıp toplu ulaşım araçlarına binin, yürüyün! En azından ileride torunlarınız, "Dede, nine milletçe bataklıkta boğuşurken ne yaptınız" diye sorduklarında "Kontak kapamışlığım vardı" diyebilirsiniz.Gelelim elektriğe. İktidardaki sağ partiler IMF'den (bu kurum azgelişmiş ülkeleri soymak için vardır) Kemal Derviş'in önerilerine uyup ülkede özelleştirme rüzgârı estirdiler ve devletin yapması gereken elektrik dağıtım işini sanırım 15 şirkete devrettiler. Bu özelleştirmeden en büyük payı da milletin a... koymayı planlayan beşli çete aldı. Sayıştay raporlarına göre bu şirketler hiçbir altyapı yapmadılar, kaçak elektriğin peşine düşmediler, sayaç okuyan elamanlarının parasını bile müşterilerine ödettiler, tabii devlet de rüşvetini vergi koyarak aldı. Geldik zurnanın zırt dediği yere, dolarla dışarıdan aldığımız doğalgaz acayip pahalandı ve doğalgazdan üretilen elektriğin faturası arşa çıktı. Bu durumdan çıkmamız için radikal bir enerji politikası gerekir ama hangi partinin bir enerji politikası var. Yok! Ama bir başlangıç yapabiliriz. Öncelikle uyuyan Meclis'teki muhalefet parti milletvekilleri, gruplar halinde Türkiye'nin her yerinde