Benimle, bizimle kim helalleşecek

Türkçenin birkaç sözcüğünü hiç sevmem: Huzur, fıtrat, helalleşmek gibi. Öyleyse başlayalım, çok kişisel bir yazı olacak ama hiç kuşkum yok, pek çoğunuz yazının herhangi bir yerinde kendinizi bulacaksınız, iddiam büyük. Efendim ben zilim, aşağıdan yani giriş kapısından çalındığında ürperirim, çünkü her iki ayda bir postacı bana bir tebligat getirir. Bu nedenle "Gene mi" diyerek kapıyı açarım. Evet yazılarımdan ötürü gene şikâyet edilmişim ve soruşturmaya çağrılıyorum. Ne yazık ki buna alışmak mümkün değil. Haydi soruşturma ve yeniden yazılarımda suç işlemediğimi savunma işi. Bu sadece benim değil, pek çoğunuzun başına geliyor, eminim.Bu nedenle bu türban helalleşmesi gerçekten canımı çok sıkıyor. Uzun zamandır türbanla ilgili herhangi bir yazı yazmamaya yemin etmiştim. Ama ben de bir insanım ve alınma hakkım var. Beş kez bu konuyla ilgili davalarda kendimi savunmam gerekti. Üstelik ilk davada kadın erkek bir grubun saldırısına uğradım. Şimdi benimle bizimle kim helalleşecek Bu kadar değil, Güneydoğu'da Hendek olayları olurken öldürülen küçük kızını derin dondurucuda saklamak zorunda kalan aile bireyleriyle kim helalleşecek, gene kendi evinin sokağında öldürülen anneleri köpekler tarafından yenmesin diye bir hafta sabah akşam nöbet tutan oğullarla, kızlarla kim helalleşecekArmutlu'da evi basan polislere "Lüfen galoş giyer misiniz" dediği için polisler tarafından kurşunlanarak öldürülen Dilek'in annesiyle babasıyla kim helalleşecek Helikopterden atılarak öldürülen babanın çocuklarıyla kim helalleşecek Arkadaşlar bu türban neymiş böyle Bizzat cumhurbaşkanımız tarafından bir simge olduğu beyan edilen bu baş bağlama biçimini ilk kez bir uluslararası yolculukta görmüştüm. Kadınlı erkekli bir grup uçağa bindiler. Erkekler simsiyah uzun pardesüler giymişlerdi, başlarında melon şapkalar vardı ve gözleri etrafa kaymasın, herhangi bir kadın görüp günaha girmesinler diye yüzlerin yan taraflarını gene siyah bir kumaş parçasıyla örtmüşlerdi ve kadınlar evet kadınlar başlarını sımsıkı örtmüşlerdi. Başörtüsüyle değil, türban dediğimiz örtme biçimini kullanmışlardı. Merak edip sormuştum, bir toplantı için Kudüs'e giden Yahudi cemaatine bağlı dindarlarmış.Sonraları ülkemde kadınların başlarını türbanla örtünce iyice şaşırıp kalmıştım. Çünkü bu örtme biçimi Yahudi dindar kadınlarının başlarını örtme biçimiydi. Neyse gene savcılığa çağrılmamak için helalleşmeyle devam edelim.Adil yargılanma istedikleri için ölüm orucuna yatan ve ölüp giden gencecik insanlarla kim ne zaman helalleşecek Onlar türban kadar helalleşmeyi hak etmiyorlar mı Burada bir soru kafama gelip takılıyor, şimdi ben ya da benim gibi düşünen biri mahkemede ve mahkeme hâkimlerinden biri kadın ve başını türbanla örtmüş. Şimdi ben ağzımla kuş tutsam bu hâkim