Tarihin tekerrürü önlenemez mi

Rusya 2014'te Kırım'ı ilhak ettiğinde konuşulanların aynısı konuşuluyor bugün de dünyada. Kelimesi kelimesine aynı şeyler söyleniyor. Aynı sorular etrafında dönülüp duruyor. Savaş çıkar mı çıkmaz mı, Putin verdiği sözü tutar mı tutmaz mı, ABD ve Avrupa bir şey yapacak mı, NATO ne yapacak, Ukrayna kandırıldı mı, Budapeşte Mutabakatı boşuna mı imzalandıBilhassa meşum Budapeşte Mutabakatı tekrar ve tekrar hayıfla yad ediliyor bugünlerde. Sovyetler Birliğinin dağılmasının ardından komünist devlete ait nükleer silahların Kazakistan, Belarus ve Ukrayna'da kalan kısmının kontrol edilemez güçlerin eline geçmemesi için Batı dünyasıyla Rusyanın birlikte kotardıkları "çözüm" ah vah edilerek hatırlatılıyor sık sık. 1994'te imzalanan anlaşma Ukrayna'nın nükleer silahlarını Ruslara devretmesi karşılığında Moskova komşusuna karşı saldırmazlık vaadinde bulunuyor, ABD ve İngiltere de Kiev'in toprak bütünlüğünü garanti ediyorlardı. Aradan yirmi yıl geçtiğinde verilen sözler, atılan imzalar unutuldu. Ruslar Ukrayna'ya bağlı Kırım Özerk Cumhuriyeti'ni ve ülkenin doğu bölgelerini işgal ettiler, "garantör" devletler kınama bildirileri yayımlamaktan başka bir şey yapamadılar. Savaşacak halleri yoktu!Peki, şimdi Rusya "tarihî mirası" saydığı Ukrayna'nın geri kalanını da yutmaya hazırlanırken "Garp cephesinde" değişen ne var ABD Başkanının -sonradan dışişlerinin tashih etmeye çalıştığı- abuk sabuk lafları, AB dönem başkanı Fransa'nın "uzun masa"daki görüntüsü, Ankara'nın kendinden menkul arabuluculuk iddiası Putin'in salt güce dayalı siyasetinin yönünü değiştirebilir mi Tarihin tekerrürüne ve hep aynı suyun havanda dövülmesine örnek olarak, 2019'da komedyen diye küçümsenen sinema oyuncusu Zelenski'nin Ukrayna Cumhurbaşkanı seçildiği günlerde yazdığım yazıdan bir bölüm var aşağıda:Ukrayna'nın iki temel meselesi var. İlki içerideki bürokrasinin ve siyasetçi kadrosunun dejenerasyonu ve bununla bağlantılı yolsuzluklar ve ekonomideki kötü yönetim. Komedyen cumhurbaşkanı ve şarkıcı başbakan bu zeminde halkın siyasete bir cevabı ve dahası çözüm yolu olarak çıktı ortaya. Buradaki konu yalnızca dünyamızın artık şov dünyasına dönüşmüş olması meselesinden ibaret değil yani Ukrayna halkı ülkenin yönetici ve siyasetçi sınıfının yozlaşmasına karşı doğrudan müdahalede bulunuyor.Ukrayna'nın ikinci en büyük meselesi komşusu Rusya'ya karşı bağımsızlığını ve birliğini muhafaza etmek zorunda olması. Zira Rusya öteden beri ülkenin doğu bölgelerinde etnik Rus nüfusun yoğunluğuna güvenerek "ya bağımsızlığından vaz geçersin ya da bölünürsün" tehdidi altında tutuyor Ukrayna'yı 19. yüzyıldan beri demografisi yavaş yavaş değiştirilerek Ruslaştırılan, 1944'de son bir hamleyle Tatarlardan tamamen "arındırılan" ve Sovyet devrinde Ukrayna'ya bağlanmış olsa da nüfusun yalnızca yüzde 24'ünü Ukrainlerin oluşturduğu ve Perestroyka'dan sonra yurtlarına dönen Tatarların da ancak yüzde 12 oranında olduğu Kırım'daki durum bilhassa kritiktiAşağıdaki satırlar Şubat 2014 tarihli bir yazıdan: "Ukrayna'da süregelen mücadelenin son raundunu Avrupa yanlısı güçler almış gibi görünüyor. Ama bu bizi aldatmasın. Bir defa buradaki mücadele son üç beş yılın meselesi değil, yüzlerce yıllık geçmişi