İbrahim Kiras

Karar

Havada sandık kokusu mu var

Son genel seçimin üstünden henüz iki yıl bile geçmedi ama yeniden seçim sathı mailine girdik gibi görünüyor. İktidarın bir kanadı "Seçim zamanda yapılacak, erken seçim beklemeyin" diye açıklamalar yaparken, öbür kanadı kendi parti teşkilatlarına ve sosyal aparatlarına "Sandığa hazırlanma" talimatları veriyor. Zaten iktidar açısından seçimin zamanın

İktidar tamam da AK Parti seçmeni adalet istemez mi

CUMARTESİ YAZILARIDün bütün Türkiye'de cuma namazında hocalar her cuma olduğu gibi hutbede "Allah adaleti iyiliği ve yakınlarınıza yardımı emrediyor, kötülüğü yasaklıyor" ayetini okudular. Zaten camilerde adalet lafını bol bol işitiriz. Hem cuma hutbelerinde hem de başka zamanlarda verilen vaazlarda "İslam'da adalet" konusu çok sık işlenir.Hocaları

Böyle yanlışlar çok daha ciddi yanlışlar doğurur

Son yıllarda devlet makinasının iyice yönetilemez hale gelmiş olmasının en önemli sebebi devleti devlet yapan unsurların giderek etkisizleştirilmesi. Siyaset uğruna hukuktan vazgeçilmesi. Yargının siyasallaştırılması. Bunun ne kadar tehlikeli bir bumeranga dönüşebileceğinin düşünülmemesi.Ülkede bir yandan yargı gücünün siyasallaştırılmasının yol aç

Mesele İmamoğlu da değil Yavaş da değil aslında

Ekrem İmamoğlu'nun seven sever, sevmeyen sevemez. Ama kendisi Türkiye'nin en büyük metropolünün seçilmiş başkanı. Üstelik çeyrek asır İstanbul'u yönetmiş olan iktidarın adayı karşısında üç kere zafer kazanmış bir isim. Bu bakımdan da önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminin "potansiyel" adaylarının başında gelen siyasetçi.Böyle bir kişiye yönelik yarg

Çürümüş bir şeyler

Daha önce başka bir vesileyle hatırlatmıştım: Hamlet'in ilk perdesinde aralarında sohbet eden nöbetçi askerlerden biri yönetimdeki bozulmayı "Çürümüş bir şeyler var Danimarka devletinde" (Something is rotten in the state of Denmark) diyerek tarif eder. Bu söz İngilizcede deyim olarak kullanılıyor bugün. Devlet makinasında ortaya çıkan problemlerin

Aslında her şey 'iç cephe' için

İnsanlar inanmak istediklerine inanırlar. İnandıkları şeyin hiçbir rasyonel yanı olmasa da. Yoksa siyasetçilerin yapılan işler için ileri sürdükleri bahaneleri bu kadar kolay kabul etmezdik.Mesela, bugün dünyada ve bilhassa Ortadoğu'da olup bitenler, "İçerideki ayrışmaları asgariye indirip iç cepheyi güçlendirmeyi gerektirdiği için" Öcalan'ın serbe

Popülizm, ırkçılık, faşizm, falanjizm vesaire

CUMARTESİ YAZILARIHer şey yerli yerinde güzel. Kavramlar yerli yerinde anlamlı. Popülizm diye bir kavram var siyaset biliminde, esasen halkçılık demek. Daha doğrusu çoğunlukçuluk. 19. yüzyılda oligarşik yapılar karşısında demokratik temsilin -yani halk egemenliğinin- yaygınlaştırılması davasının ifadesi olarak doğup 20. yüzyılda halkı "Bu ülkenin a

Öcalan'ı çıkararak mı çıkarmadan mı

Bahçeli'nin İmralı çağrısıyla gündeme getirdiği "yeni çözüm süreci" beklentisi çerçevesinde yapılan tartışmalar bu konuda ciddi bir kafa karışıklığı olduğunu gösteriyor. Kafa karışıklığının başlıca sebebi konuya geniş bir açıdan ve objektif bakılmaması, tabiri caizse laboratuvarın analiz sonuçlarına kişisel arzu ve temennilerin karıştırılması gibi

Mezhepçilik ateşine benzin değil su dökülmeli

Geçen akşam, tv'de zap yaparken rastladım, TRT-2'de "Belfast" filmi vardı. Kendisi de Belfastlı olan muhteşem oyuncu Kenneth Branagh'ın yazıp yönettiği film benim son dönemde izlediğim en iyi beyaz perde yapımlarından biri. 1960'ların İrlanda'sında Protestanlar ile Katolikler arasında yaşanan mezhep çatışmasının sıradan insanların hayatı üzerindeki

Öyle de yapsa böyle de yapsa hep haklı!

Bugünkü iktidarın bir imtiyazı var Kısa süre aralıklarla birbirine zıt işler yapabiliyor, birbirine zıt görüşleri savunabiliyor Hiç kimse de bunları sorgulayamıyor. Çünkü her iki pozisyonunu da aynı inançla savunuyor. Kitlesi de aynı inançla her ikisini de bağrına basıyor.İktidar ne yaparsa yapsın tolerans göstermeye, gerektiğinde görmezden gelmeye