Zalim Rejimler Sahipleriyle Çökerler
Zalim Rejimler Sahipleriyle Çökerler
HÜSEYİN ÖZTÜRK
İnsanlık tarihi, zalim rejimlerin sahipleri ve destekçileriyle çöktüğü hadiselerle doludur. Hiçbir zulmün ömrü yüz yılı aşmamıştır.
Baas rejimini ve Beşşar Esad'ı destekleyen siyasetçilere geçmiş olsun. Siyaset yapmaya gücü yetmeyenlerin sığındıkları taraflarından birisi de utanmazlıklarıdır.
Bakalım bundan sonra hangi zalimlerin savunuculuğunu ve sahipliğini yapmakta ittifak kuracaklar
İnsanın elbet her şeye aklı ermez lakin şu işe hiç akıl erecek gibi değil.
Zalim Beşşar'a sahip çıkanların başını İslam düşmanları çekerken, söylemleri itibariyle Müslüman görünümlü kimselerin varlığı daha utanç vericiydi.
Ne diyelim Beşşar ile hasrolunsunlar.
Suriye... Medine-i Münevvere'ye selam gönderen ilk beldedir. Şam, Peygamberimiz (sav)in müjdesiyle bereketlenmiş bir diyardır.
Suriye, uzun insanlık tarihinin son 402 yılı boyunca, medeniyetimizin ilmek ilmek örüldüğü şehitli ve şahitli topraklardır.
Yıllardır Filistin'de olduğu gibi Suriye'de de süren zalimlikler, sadece bir coğrafyanın değil, vicdanlı dünya milletleriyle, İslam ümmetinin bağımsızlığına vurulan prangalardır.
Namuslu tarihçiler Filistin ve Suriye'yi yazarken, çocuklardan ebeveynlerine kadar yüzbinlerce katliamı, gözyaşlarını ve harabeye dönen şehirleri, "insanlığın sınavıydı" diye kaleme alacaklardır.
Bu arada özellikle İslam âleminin unuttuğu bir hakikati de dile getirmeli.
Filistin, Suriye ve diğer mazlum coğrafyalardaki vahşetler, sadece o bölgelere ait yaralar ve acılar değildir. Bütün bir İslam ümmetinin yarasıdır lakin aldırış edenler azdır.
Türkiye ile Suriye'nin ilişkileri tarih boyunca kardeşlik, komşuluk ve kadim bağlarla kenetlenmiştir. Bu hakikatin kemendine sahip çıkmalıdır.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan ve hükümetimizle birlikte amentü sahibi milletimiz; zalimin karşısında, mazlumun yanında yer alarak, içeriye ve dışarıya insanlık dersi vermiştir.
Ancak bu insani duruşun ötesinde, bölgeye yönelik stratejik bir akıl ve adalet temelli bir yaklaşıma da ihtiyaç vardır.