Dava'nın Davası

"Gecikmiş adalet, adalet değildir" denilir ya, doğrudur ama bazen gecikmiş adalet eğer okkalı olursa, gecikmesinde mahsur yoktur. Gerçi yine de gecikmemeli.

Efendim böyle dememin sebebi, bu hafta gündeme getireceğim kitapla alakalı.

Öyle bir kitap ki, 12 Eylül darbecilerinin düzenlediği hukuk tarihinin yüz karası ile ilgili. Sanırım hiçbir ülkenin tarihinde böyle karanlık bir hukuk tarihi yoktur.

Yukarıdaki sözün meramına gelince:

Gecikmiş adaletle de olsa 12 Eylül darbecileri hak-hakikat ve vicdan sahibi adalet adamlarımız tarafından millete ve devlete karşı işledikleri suçlarından dolayı hak ettikleri cezayı aldılar ya ibret olması açısından kâfidir.

Geçelim "Dava'nın Davası" adlı karanlık bir dönemi aydınlatan kitaba. Ötüken Neşriyattan çıkan eseri hazırlayan isimler Raşit Demirtaş, Mahir Durakoğlu.

"Dava'nın Davası" kitabının alt başlığı, "Kurgulanmış Bir Davanın Arka Planı" ismini taşımakta.

Muhtevası nedir Muhtevası, "MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası"nı bugüne kadar yazılmamış pek çok yönüyle anlatmasıdır.

Bu davanın başından sonuna kadar birinci derecede savunmasını yapan Av. Şerafettin Yılmaz ve o dönem diğer savunma avukatlarıyla birlikte pek çok şahidin anlatımından oluşan belgeli, bilgili ve şahitli yakın tarih kitabıdır.

Ülkemizin 80 yılda, ABD ve Rusya ile birlikte, içerideki sol cephenin tüm siyasi-ekonomik-kültürel-sendikal ve sosyal temsilcilerinin elbirliği sonucu yabancı devletlerin boyunduruğu altında inim inim inlediğini ve içeride ne tür tezgâhlar sergilediklerini görmek için bu kitabın mutlaka okunması gerekir. Özellikle siyasetçiler tarafından.

Esere önsöz yazan Av. Şerafettin Yılmaz o yılları şöyle anlatıyor.

"MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası" olarak isimlendirilen, gerçekten de önceden tasarlanmış ve kurgulanmış bir davadan söz ediyoruz.

Toplamda 220 idam talebiyle açılmış olan bu dava, savcısından hâkimine, parti merkezini arayan askerlerinden polislerine kadar gerçeği söylemeyen bir kadronun ellerinde şekillenmiştir.