Yüz akı ile fedakârlık

Bu hafta kitap yerine "Yüzakı Dergisinin" Haziran sayısı var. Cemil Meriç, insana ve insanlığa hizmet eden dergiler için; "Hür tefekkürün kalesi" der.

"Yüzakı" işte onlardan birisidir ve her sayısında insanı imar eden konuları işler, insana aklı ile nefsi arasında köprü kurdurarak, akıl ve vahiy arasında bir dünya tavsiye eder.

Dergi bu sayısını "Fedakârlık" konusuna ayırmış. "Fedakârlık" kavramını her yönüyle işlemiş. Malum önümüz Kurban Bayramı. Bayramı da içine alarak zengin bir muhteva ile yayınlanmış.

Evet, "Fedakârlık", yaratılan her insana, hatta bütün canlılara donanımlı şekilde Yüce Allah tarafından yüklenmiş büyük bir nimettir.

Günümüzde bu mükemmel haslet, dünya ile ahiret arasında yapılan tercihlerin, dünyaya meyilli olması yüzünden zor bulunan bir maden haline gelmiştir.

İşte Yüzakı, "Fedakârlık" kavramını, dünya ile ahiret arasındaki dengeyi sağlıklı kurabilmek için yeniden ele almış.

Muhammed Ali Eşmeli'nin yönetiminde çıkan derginin başyazısını kaleme alan Eşmeli, "Fedakârlık" üzerine şunları kaydediyor:

.

"Materyalist felsefe insana ısrarla diyor ki: 'Önce dünya! Önce maddiyat! Önce kendin! Önce sen! Önce senin heveslerin ve isteklerin! Önce senin felsefen! Önce senin düşüncen! Önce sana göre! Önce alışkanlıkların! Önce kendi şartların! Önce bunlar olmazsa olmaz!

Aksi halde:

Sen bir hiçsin! Kalbin de ruhun da kıymetsiz! Hatta iman da ibadet de boş! Ahiret laf! Mana ve maneviyat da faydasız! Gerçek bir kişilik oluşturamazsın! Tam bir başarı gösteremezsin! Güçlü ve dirayetli yaşamazsın!

Yani: Sen asla sen olamazsın!

Vah ki:

Böylesine şeytani bir avcılık metodunun yaldızlı yalanları ile kafası dolanların bağrı da nice yılanlarla doluyor. Kişinin insaniyeti zehirleniyor.

Sonrası acı!

Tıpkı maddi yollarda yaşanan zahiri trafik kazaları gibi ebediyete giden manevi yollarda da batıni trafik kazaları yaşanıyor.