Yaz dostum

Yaz dostum

HÜSEYİN ÖZTÜRK

Bir Barış Manço geçti bu dünyadan. Hem de ne geçiş. Farklı duruşlarıyla sanat adına yerli ve milli düşüncesinden vazgeçmeden!

Her haliyle kendini sevdiren adam gibi adamdı. Adamlığını; şarkısıyla, sözüyle, yaptığı müziği ile yediden yetmişe herkese sevdirdiği gibi bütün bir dünyaya da sevdirmişti.

Coşku ve neşeyle söyleyiverdiği "İşte adam olacak çocuk" ifadesiyle dinleyenlerinin "Barış abisi" olan Mehmet Barış Manço, tarihler 2 Ocak 1943'ü gösterdiğinde İstanbul'da dünyaya gelmişti.

Hayatını, "Ölüm, yaşam uykusundan uyanmaktır" çizgisine oturtmuş ve böylece 7'den 77'ye herkesin kendisine bir noktada pay çıkardığı eserleri ile zihinlere hiç eskimeyecek nağmeler nakşetmişti.

Belki de her kesim ve yaştan bunca insan tarafından sevilmesinin sebebi, farklı düşüncelerden, fikirlerden ve meşgalelerden insanları ortak bir paydada buluşturmasıydı.

Diğerlerinin aksine sahte birlik mesajlarından ziyade bunu hakikate intikal ettirerek ismi ile müsemma olması, önyargısız benimsenmesine ve sahiplenilmesini sağlamıştı.

II. dünya savaşı sıralarında doğan Manço'yu ailesi, o dönem tüm dünyanın hasret kaldığı "Barış" ismini vererek bu arzularını gerçekleştirecek evlat olsun istemişlerdi.

Geçmişten günümüze kültür mirasımızı bugüne taşıyan kıymetlerimizden "abdallık" geleneğimize yeni bir soluk getirmiş ve bu cihetle, eserlerinin ekseriyetinde tasavvufi dokunuşlara yer vermişti.

Hayy'dan başlayıp 'da neticeye erecek olan bu geçici dünya hayatına değinen Barış Manço, medeniyetimizin irfan ikliminden beslenmiş içi dolu mesajlarıyla; hakiki bir "Sanatçı" kimliğine, vasfına erişerek, bu toprakların ozanı olarak gönüllerde taht kurmuştu.

"Yaz dostumGüzel sevmeyene adam denir mi
Yaz dostumSelam almayana yiğit denir mi
Yaz dostumAltı üstü beş metrelik bez için
Yaz dostum Boşa geçmiş ömre yaşam denir mi"

Ne bu dünyayı ne ebedi hayatı ne hesap gününü ne asıl gayeyi ne beyhude hırsların varacağı noktayı kestiremeyen ne geride bıraktıklarını ne de şimdiyi anlayamayan ve bu sebeple nesillerdir süren içi boş kavgacılara şöyle sesleniyordu.