Yanlış adaylar genel merkezde nasıl doğruya çıkıyor!

31 Mart seçimleri, "gevşemeyin üzülürsünüz" seçimiydi. Nihayet sahihi amentü mensupları olan herkes üzüldü.

Böyle bir neticenin elbet sebepleri vardır ama esas neden, Cumhurbaşkanımızın dışında teşkilatlarda ve bürokraside "Bize bir şey olmaz" gevşemesiydi. İşte oldu!

Dolayısıyla dini ve milli değerlerimize karşı mücadele eden CHP'nin hayal bile edemeyecekleri yerlerde seçim kazanmasına yardımcı olundu.

Neyse "olmuşla ölmüşe çare yok" derler. Son pişmanlıklara, bir daha pişman olunmaması için son denilmiştir. Geçelim.

Pek çok kişi seçimin sonucunu ekonomiye bağlıyor. Elbet doğru fakat bütünüyle ekonomi demek de haksızlıktır.

Evet, ekonominin durumu ortada olmakla birlikte bu kadar ağır şartlar altında yine de en güçlü ülkelerden birisi olduğumuz da meydandadır.

Örneğin, emeklileri siyasi malzeme yapanlar, neden "EYT"lilerin ve depremin ülke ekonomisine getirdiği yükten söz etmiyor. EYT'lilerin bütçeye aylık yükü 41 milyar lira.

EYT ile depremin altından bizden başka kalkabilecek, ikinci bir ülke daha olmadığını, vicdanımıza müracaat ederek not edelim.

Seçimdeki gerilemenin sebeplerinden birisi de yanlış adayların belirlenmesi olduğunu sanırım bilmeyen kimse kalmamıştır. Dile getirilmesinde fayda vardır.

Bir de Cumhur İttifakını oluşturan ve il il, ilçe ilçe çalışan her iki partinin kurmayları, sağlıklı bir çalışma yapmamışlardır burası da çok nettir!

Tarihi boyunca CHP'nin hiç seçim kazanamadığı ilçelere bakıldığında görülecektir ki, Cumhur İttifakı kurmayları isabetli tespitlerde bulunamamışlardır.

Hâlbuki Ak Parti'nin ve MHP'nin güçlü olduğu il ve ilçelerde ayrı ayrı aday çıkarıp, "CHP'ye buyur" etmek yerine ittifak etselerdi, bu sonuçlar çıkmazdı.

Yıllardır CHP'nin esamesinin okunmadığı il veya ilçelere bakılırsa rahat görülebilir. Ak Parti'nin ve MHP'nin ayrı ayrı aday çıkarması, CHP'ye zafer (!) kaydı olarak geçmiştir.

Her iki parti için de geçerli olan bir başka husus da şudur: