Vicdan ve cüzdan israfı

Eskiler; "Hırs, tamah, ihtiras, doymak bilmeyen bir canavardır. İnsani hasletleri yerle bir eder ve tamiri, telafisi zordur" derler.

Vicdan ve cüzdan israfına bu pencereden bakabilir miyiz bilemiyorum. Sözümüz bakalım diyenlere gelsin.

Geçtiğimiz gün Üsküdar Fethi Paşa Korusu'nun tepe noktasında bulunan Dilruba Restoran'da iftara davetliydik ve ilginç bir başarı hikâyesiyle karşılaştık.

Öylesine insani ve vicdani bir uygulama idi ki, şaşırdım. Vicdan ve cüzdan israfını önleyebilecek bu örnek uygulamayı, Ramazan sohbeti babından paylaşmak isterim.

Dilruba'nın işletmecisi Said Özadalı, 30 yıldır turizm ve yemek üzerine mesleğini layıkıyla icra eden, insanlara sağlıklı yiyecekler noktasında her türlü hizmeti öncelemeyi vazife edinmiş bir anlayışla çalışıyor.

İftar öncesi ve sonrası yaptığımız sohbette, yiyecek ve içeceklerle, insan bünyesinin arasındaki uyumun, sağlıklı şekilde yürütülebilmesine dair izahlarda bulundu.

İnsan başta olmak üzere her canlının rızkına Allah'ın kefil olduğunu vurgulayarak:

- "Biz insana hizmet noktasında rızıklandırılmışız, rızkımız elbet gelecektir, önemli olan işimizi düzgün yapabilmemizdir" dedi.

Gelelim Ramazan'da ve sonrasında da devam ettirecekleri uygulamaya.

Hani şöyle bir kanaatimiz vardır. "Açık büfe yemeklerde israf çok oluyor" diye.

Doğru bir kanaattir. Şimdiye kadar rast geldiğim yerlerde gerçekten de israf çok oluyordu ve işletme müdürlerine gidip, israfı önlemelerini söylerdim.

Dilruba'da iftar ve sahur açık büfe olarak sunuluyor ama tam tersi israf önlenmiş.

Said Bey, israfın önlenmesi için şöyle bir uygulama yapmış ve israf yüzde seksene varan oranda azaldığı gibi israfın mükâfatı da müşterilerinin cüzdanlarına yansımış.

Dilruba'ya girdiğinizde güler yüzlü servis elemanları "hoş geldiniz" dedikten sonra size bir bilgilendirme broşürü sunuyorlar.

Bilgi şöyle:

"Açık Büfe iftar ve sahurda: