Şehre Dair

Bu hafta tanıtacağımız kitap, Çıra Yayınlarından çıkan "Şehre Dair" isimli eser. Müellifi ise şehir yazıları başta olmak üzere insan ve hayatına dair denemeleri, gözlemleri, araştırmaları olan ve bunları kaleme alan Yusuf Tosun!

Her gazetecinin-hikâyecinin-şairin-romancının-yazarın, çeşitli dallardaki sanatçıların bir şehri veya özlediği şehirleri vardır.

Şehir kavramı, bizim tarihimizde ve kültürümüzde şirin bir kelimedir. Bu şirinlik; daha çok refah ve zenginleşmek, refahın ve zenginleşmenin de getireceği umut edilen hayata duyulan özlemin şirinliğidir.

Lakin bu şirinlik genelde pek yakalanamaz. Şehir hayatı coşkun akan bir nehir gibidir ve nerede ne zaman yatak değiştireceği belli olmaz.

İşte insanların büyük hayaller kurarak geldikleri şehirlerdeki gerçekleşmeyen hayallerini; türküler, hikâyeler, öyküler, romanlar ve filmler anlatır.

Göçle kurulan şehirler, "insan olma ve insan kalma değerler bütününü" insanın elinden alır ve değiştirmeye, budamaya, yönetmeye başlar.

Deneme kitapları, biyografi çalışmaları, öykü kitaplarıyla okuyucularının karşısına çıkan Yusuf Tosun, bu sefer başka bir eserle okuyucularıyla buluşuyor.

"Şehre Dair" adlı eserinde; "insan mı şehre sahip, şehir mi insana sahip" sorusunun cevabını veriyor. Sözü sahibine bırakalım:

"Gerek yapılarıyla gerek yaşam kültürüyle gerek örf-adetleri ve de tarihiyle kadimleşen şehirlerimiz hızla eriyor.

Şehir kültürü silikleşerek yok oluyor. Öyle ki şehir; içinde yaşayanı bir mengene gibi sıkıyor, boğuyor, nefesini kesiyor. Haliyle şehirde yaşam çekilmez hale geliyor.

Diğer taraftan globalleşen dünyada şehirlerin tek tipleşerek ön plana çıktığı bir dönemden geçiyoruz. Dünya şehirler üzerinden okunuyor. Ülkeler şehirleriyle anılıyor.

Artık devletler değil, şehirler yarışıyor. Yeni şehirler, yeni yaşam alanları kuruluyor. Akıllı kentler inşa ediliyor. Mega binalar, devasa kafesler yapılıyor. Şehirde her şey dijitalleşiyor.