Saraybosna'da Osmanlı Medeniyetini Görmek (2)

Saraybosna'da Osmanlı Medeniyetini Görmek (2)

HÜSEYİN ÖZTÜRK

Saraybosna'ya dünyanın her yerinden turist geliyor. Başçarşı olarak bilinen ve halen Osmanlı arastalarının yaşadığı cadde ve sokaklarda kalabalıktan yürüyemiyorsunuz.

Herkesin kendisine göre bir ziyaret sebebi var ama ortak noktaları, şehrin tarihi dokusundaki Osmanlı eserlerini hayretle seyretmeleri ve bilgilenmeleri.

Bosna'nın kuruluşu İsa Bey ile başlar. İsa Bey, Üsküp veBosnaserhaddinde kudretli bir uç beyi olarak faaliyet göstermiştir ve onun adına da eserler mevcuttur.

Ardından Kanuni Sultan Süleyman döneminde, Bosna bölgesinde önemli hizmetlerde bulunan Osmanlı Sancak Beyi Gazi Hüsrev Bey'dir.

Annesi II. Bayezid'in kızı Selçuk Hatun olan Gazi Hüsrev Bey, Osmanlı medeniyet anlayışındaki şehri yeniden kurmuştur.

Günümüzde halen Gazi Hüsrev Bey Camii ile Edirne Ali Paşa Çarşısının eşi olan Bedesteni ve arastalarıyla, medreseleriyle, Bosna'nın "Osmanlı Şehri" kimliğini korumaktadır.

Tabi 1992'de başlayıp, 1995 yılında nihayet bulan savaştan sonra Osmanlı kimliği neredeyse silinen Bosna Hersek ve diğer şehirlerdeki tarihi eserler yeniden ihya edilmiştir.

Bosna'nın Bilge Komutanı ve Cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç, 19 Ekim 2003 yılında vefatından birkaç gün önce, o tarihte Başbakanımız, bugün Cumhurbaşkanımız olan R. Tayyip Erdoğan'a hitaben:

-"Atalarınızın emaneti Bosna'yı size emanet ediyorum" demesinden sonra Cumhurbaşkanımız emanete sahip çıkmıştır ve çıkmaktadır.

Bugün sadece Bosna değil, Mostar'dan Travnik ve Vişegrad'a kadar hangi şehre gitseniz, her yerde Osmanlı eserlerinin TİKA tarafından imar edildiğini görebilirsiniz.

Bosna'da hep tarihten söz ediyoruz ama Bosna'nın mutfağı da kendi çapında güzeldir. Yemeyi-içmeyi yazmayı, uzak durduğum için es geçiyorum.

Çünkü küçük yaştan beri şu öğüt ile büyüdüm:

"Yediklerini anlatma, yiyen olur yiyemeyen olur, canlarını istetme, kendine haset ettirme, açıktan yeme, içme, kul hakkına girersin"!