Meğer sen neymişsin Çorum
Yolumuzu düşürelim dedik aziz Çorum'a
Öyle kurulmuş ki muhteşem bir ovaya
Ardı Karadeniz'e, önü bakar İç Anadolu'ya
Tarih akar Hititlerden Selçuklu'ya, Osmanlı'ya.
Not: İki hafta önce Çorum ve Amasya tarafına seyahatimiz oldu. Oturup yazalım demiştik ki, D. Mehmet Doğan ağabey vefat etti. Ardından Mustafa Karahasanoğlu ağabeyin vefatının ikinci sene-i devriyesi idi, hemen ardından malum terör örgütleri ve siyasi ayaklarının çıkardırdıkları yangınlar geldi. Dolayısıyla bu haftaya kaldı.
Rabbim devletimize, milletimize zeval vermesin, Müslüman milletimize geçmiş olsun. Ne yapalım başlayalım izlenimlerimize.
Kutlu ve güzel coğrafyamızda yer alan her ilimizle, ilçemizle, beldemizle, köyümüzle, mezramız ve tarihimizlekültürümüzleinancımızla insanımız bir bütündür ve bağımsızlığımızın vatanımızın yılmaz bekçisidir.
Yukarıda da söylediğimiz gibi Anadolu'nun gözbebeklerinden, tarım ve sanayi şehrimiz Çorum'a düşürdük yolumuzu.
Bir şehri sevmek ve tanımak için o şehre; mülki amirler ile yerel yöneticilerin ne kadar sahip çıktığına bakılmalıdır. Bir beldeyi sevdiren yöneticiler ve halkıdır çünkü.
Ayrıca hiçbir şehri, kitabi bilgilerle tanımak mümkün değildir. İşte tam burada atasözünü hatırlamak gerekir.
"Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı" Çok gezen ama yanına okuyanı da ilave etmelidir. O şehri tanımak için; görmek, araştırmak, konuşmak, konaklamak gerekir.
Tekrar edelim. Bir şehri sevdiren mülki amirlerle yerel yöneticilerdir. Bu manada Çorum'u detaylı tanıma arzusu, şimdi Erzurum valisi olan ve Erzurum'dan önce de Çorum valiliği yapan Sayın Mustafa Çiftçi'nin; il, ilçe ve köylerde çok sevildiğini, sayıldığını, hizmetlerinin takdirle karşılandığını duyunca başlamıştı.
İnsanoğlunun yaşadığı her anının bir nasip, kısmet ve kader olduğuna inandığımızdan ötürü, "Demek bugünlerde nasipmiş" diye düştük yola ve vardık Çorum'a.
Hamdolsun bu kadar şehir gördüm ama hiçbir yerde böylesine şaşırmamıştım. Bu nasıl bir temizlik ve düzenlilikti. Bize göre Türkiye'nin en temiz şehri Çorum'dur.