Korkma

"Ey Cemaati Müslimin! Milletler; topla-tüfekle-zırhla-ordularla-tayyarelerle yıkılmıyor, yıkılmaz; milletler ancak aralarındaki rabıtalar koparılarak; herkesin kendi derdine, hevasına, kendi menfaatini temin etme hırsına kapıldığı zaman yıkılır".

Yukarıdaki ifadeler, İstiklal ve İslam Şairimiz Mehmet Akif'in, Kastamonu Nasrullah Camii'nde, 5 Kasım 1920 günü İstiklalimizin sancağını yerden kaldıran vaazından.

Bu hafta tanıtacağımız eser, bu konuşmanın da içinde yer aldığı İstiklal Marşı'nın gerçek yaşanmışlığını anlatan bir kitap.

Her vakit tekrarlıyoruz. "Tarihini bilmeyenlerin coğrafyasını başkaları çizer ve çizilen coğrafyalar üzerine ise tarihi çizenler yazar, anlatır, öğretir" diye.

Üzerinde yaşadığımız 783 bin kilometrelik coğrafyanın tarihini bir türlü yerli ve milli dille anlatamadığımız için hâlâ kendi değerlerimizi şöyle canı minnetle kabullenemiyoruz.

Bunun sebeplerinden birisi de Akif'in Nasrullah Camii'ndeki milletimizin üzerindeki ölü toprağını kaldırdığı sözlerinde yatmaktadır.

Maalesef bugün de aynı ölü toprağı tekraren üzerimize serpilmeye başlamıştır. Akif'in deyimiyle; "Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın". Evet, İnşaallah yazdırmaz.

Neyse kitaba geçelim. Tarihimizin eserleriyle yaşatıldığı il ve ilçelerimize olan merakımız ve araştırma iştiyakımız sürüyor hamdolsun.

Bu nedenle geçtiğimiz hafta yolumuz Kastamonu'ya düştü. Önümüzdeki günlerde intibalarımızı anlatmaya gayret edeceğiz. Kitaba geçelim.

Şehirde bize kısa süreli rehberlik eden ve Kastamonu'nun tarihine, eserlerine müptela araştırmacı yazar Erdal Arslan, Kastamonu ile Mehmet Akif'i öylesine mezcetmiş ki, İstiklal Marşı'nı gerçek şahsiyetlerinin yaşadıklarıyla kaleme almış.

Böyle eserlere roman denilse de bu kitapta "roman" ismini en azından şahsım kullanmak istemiyor. Belki "Belge Roman" denilebilir.

Çünkü romancılar gerçek hikâyelere birçok hayali karakter üretir ve ürettiklerine de "hayali kaderler" yazarlar ki neresi