Kişiliğimizi kimliğimizi konuştuğumuz kelimeler belirler

Kişiliğimizi kimliğimizi konuştuğumuz kelimeler belirler

HÜSEYİN ÖZTÜRK

"Ana dilimiz, ata mirasımız Türkçemiz, geleceğe güvenle bakmamızı sağlayan, milletimizin en sağlam teminatlarından biridir.

Milletimizin varlığının sembolü, kültürümüzün ve medeniyetimizin, edebiyatımızın ve sanatımızın ortak mecrası olan dilimiz, bugün de birlik ruhumuzu pekiştiren en sağlam köprülerimizden biridir". Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan.

26 Eylül Türk Dil Bayramı münasebetiyle Cumhurbaşkanımız Erdoğan, uzunca bir mesaj yayınlamıştı. Yukarıdaki ifadeler oradan.

Bu güzide tespitlerden sonra dilimiz üzerine kütüphanede kitapları karıştırırken, Prof. Dr. Necmettin Hacıeminoğlu'nun "Türkçenin Karanlık Günleri" isimli kitabına rast geldim.

"Türkçeye Kıyan İlim Adamları" başlığı altında şunları söylüyordu.

"Türkçenin bugün sürüklenmiş bulunduğu çıkmazdan haklı şikâyetleri olanlar sık sık şöyle yakınıyorlar.

'Üniversitelerin dil ve edebiyat hocaları ne güne duruyor Niçin bu gidişe karşı çıkmıyor Sesini yükseltmiyor, haykırmıyorlar Onların susması, gidilen yolu benimsedikleri, işlenen hataları kabul ettikleri manasına mı gelir

Bunu ilim adamlarının kabullenmesi yahut hoş görmesi mümkün müdür Böyle ilim adamlığı olur mu Meydan, birtakım kendini bilmezlere bırakılır mı

Üniversitelerimizin, hususiyle dil, edebiyat ve kültür dersi hocaları, neden dil konusunda birleşik bir cephe teşkil edemiyorlar Başka meselelerde anlaşmasalar bile dil meselesinde birleşemiyorlar

Oysaki 'akıl için yol bir' olduğu gibi ilim için de yol birdir. Doğru bir türlüdür, hakikat tektir. Yani 'bir'dir.

Fakat yazık ki, dil meselesi bahis konusu olduğu zaman bazı kimseler, ilmi de doğruyu da hakikati de unutmaktadırlar, bir köşeye itilmektedirler.

Ne bildiklerinin ne de ilim adamlığının omuzlarına yüklediği manevi sorumluluğun icaplarını yerine getirmektedirler. Yazık, çok yazık! Bu neden böyle oluyor"

Prof. Dr. Necmettin Hacıeminoğlu, böyle serzenişlerde bulunduktan sonra dil üzerine oyun oynayanlara şunları söylüyor: