Kibirli Kimlikler

Kibirli Kimlikler

HÜSEYİN ÖZTÜRK

Bu hafta tanıtmaya çalışacağımız eser, Beyan Yayınlarından çıkan "Kibirli Kimlikler" isimli eser. Yazarı ise Bayram Karaçor.

İnsanlık ve psikoloji tarihinin ilaç bulamadığı tek hastalık kibirdir. Şeytandandır. Şeytanın diğer ad ve unvanlarından birisi de kibirdir.

İnsandaki kibir; kendi kimliğinden, kişiliğinden, varlığından, makamından, mevkiinden, şan ve şöhretinden değil, şeytanındandır.

Kibir, kişinin kendisine tanrı edindiği şeytanının, ona yüklediği vazifelerden ibarettir ve sonu mutlak hüsrandır. Kibir, insanı esfel-i safiline sürükler ve çıkarmaz.

Esfel-i safilin nedir: Ulema şöyle tarif ediyor: "Sefillerin en sefili, aşağıların en aşağısı, cehennemin en derin azap yeri".

Kibirlilik, aşağılık kompleksinin insan suretine ve sözlerine yansıyan halidir. Hak edilmemiş imkânların, hazmedilememesi ve başkaları üzerinde baskı olarak kullanılmasıdır. Gerisini kitaptan devam edelim:

"Kibir (genel olmasa da) özenilir bir görüntüdür. Önünde ayağa kalkılan, düğme iliklenen, başköşeye oturtulan, itiraz etmekten ve eleştirilmekten çekinilen, bilgili birikimli olduğuna inanılan, cahil zenginler tarafından arkadaş edinilen, tüm varlığını parası makamı ve ünü ile yaşayan kimseye, kim özenmez ki

Bu görüntüye özenmeyen kişi sayısı çok azdır. Bunlar da iyi bir eğitim almış, güvenceyi güzel ahlakta ve adalette arayan kişilerdir.

Kibirli kişi, görüntüye çok önem verir. Bazen başköşeye bazen de üç kişilik yere tek başına oturur, ayakta bekleyenleri umursamadan.

Girip çıktığı her mekânda seçkin olduğunu göstermek ister ve bunun için daima arkasında adamları vardır.

Yemeğin en iyisini ilk önce kendisine bekler. Bulunduğu yerde kendisini eleştirebilecek kişi varsa, onu ve zekâsını överek etkisiz hale getirmeye çalışır.

Kendisinden "büyük" gördüklerine de övgüler dizer. "Aşağı" gördükleri ile arasına mesafe koyar. Herkesin faydalı gördüğü bir iş varsa; o, işiniçinde var olduğunu belirtir.