İrfan ehli bir bilgeydi

Ölümün ahireti hatırlattığı bir hakikat. Yalnız vefat edenin de nasıl bir ahiret için yaşadığı, yazdığı, konuştuğu daha önemlidir.

İki gündür D. Mehmet Doğan ağabey ile ilgili aklıselim sahibi, amentü sahibi, vicdan ve irfan sahibi, ahlak ve erdem sahibi bütün insanlar hep çok güzel yazdılar ve andılar.

Ölümü güzelleştirmek böyle bir şey olsa gerek. Elbet ölümü güzel kabul etmek zordur ama eğer ölen güzelse, ölüm bile güzelleşmektedir.

Mehmet Doğan ağabeyi tanıyan-bilen-okuyan-duyan-dinleyen herkesin şahitliğinin bir ve beraber olması, herkese nasip olabilecek bir durum değildir.

İrfan ehli bilgeliği ile kimi zaman Hz. Ömer, kimi vakit Hz. Ebubekir, kimi zaman Hz. Ali, kimi zaman Hz. Mevlana, kimi zaman Hz. Yunus'tan beslenmeyi ve idrak etmeyi çok iyi bilirdi.

Bu tespitler, merhum Mustafa Karahasanoğlu ağabeyin, Mehmet ağabey için söyledikleriydi. İrfan ehli bir bilgeydi.

Fikirde-düşüncede-eylemde-ahlakta, Merhum Nurettin Topçu'nun yaşayan-yazan ve konuşan haliydi. Nurettin Topçu okulunun nadir mezunlarındandı.

Dün de ifade etmeye çalıştım. 46 yıllık yolculuğumuzda yurtiçi ve dışında birlikte olduğumuz zamanlar adım adım takip etmiş ve çok şey öğrenmişimdir.

Özellikle kalabalıklar içinde yokmuş gibi duruşu, söz sırası kendisine geldiğinde bütün salonu etkisi altına alması, kürsüden indikten sonra da birden yokmuş hale bürünmesi, münevverliğinin ve irfan ehli olmasının bir gereği idi.

Dilimizin yılmaz bekçilerinden ve sahiplerindendi. Türkçenin en büyük sözlüğü ona aittir. Mehmet Akif Ersoy ve İstiklal Marşının varlığının ve sahiplenilmesinin büyük mücahitlerindendi.

Düşünce ve fikir dünyamızın amentü merkezli mimarlarındandı. Dilimize-dinimize-inancımıza saldıran herkese yerli-yerince cevap vererek susturan bir birikime ve ilme sahipti.

Bütün bunların yanı sıra mükemmel bir aile babasıydı. Ailenin, devletin temelini oluşturan en büyük güç olduğunu, aile savrulursa temelin yıkılacağını anlatırdı.