Galiba bu hususta
Galiba bu hususta
HÜSEYİN ÖZTÜRK
Dünkü yazımızda "Seccade Ortaklığı" üzerine yazmış, sonunu şöyle tamamlamıştık:
"İyilerin ameliyle niyeti bütün olur" sözünü şiar edinerek yaşamak lazım. Galiba bu hususta ciddi eksikliklerimiz var".
Evet, hakikaten bu meselede ciddi eksikliklerimiz var.
Bir dostumuz, Mustafa Kutlu ağabeyin şu tespitlerini göndermiş. Tam da ciddi eksikliklerimiz var meselesine parmak basıyor.
-"Cami, mahalle camii ama ortada mahalle yok. Yani işin gövdesi kaybolmuş. Aynı safta namaz kılan insanlar, birbirini tanımıyor.
Bir ay teravihe devam ediyor, bir ahbap, bir dost bulamıyor. Metroya binip, inen insanlar gibi ancak göz aşinalığı.
Zaten Ramazan geçip teravih bitince dağılıyoruz. Kimse kimseyi görmüyor artık. Camide vakit namazları için sadece bir saf tutan emekli ihtiyarlar kalıyor".
Mustafa ağabey, boşboğazlığımız üzerine de taşı gediğine koymuş:
-"Hemen her gün işyerinde, arkadaş ortamında, aile içinde, sosyal medyada; 'bozulan toplum, aile yapısı, siyasilerin vurdumduymazlığı' gibi konular üzerinden konuşuyoruz.
Oysa bizzat bizim dâhil olduğumuz bozulmalar, kokuşmuşluklar var ve bunlarla dokunabilir, düzeltebiliriz".
Bir başka arkadaşımız da şu gerçeklerle katılıyor sohbete:
-"Kendimize soracağımız soruları başkalarına soruyoruz. Kendimizi muhatap almalıyız. Komşu ilişkilerimizin bozulmasında acaba aile içindeki çürümeler ve çökmeler olabilir mi Ailede sağlayamadığımız birliği, komşularımızla nasıl sağlayacağız"
Evet, bu konuda kime dokunsak bin ah işitiyoruz ve neden oluyor nasıl oluyorsa, bir türlü kabahatin kimden kaynaklandığını bulamıyoruz.
Evlerimiz, televizyon kanalları ile telefonlardaki sosyal medya araçlarının esareti altında; barınma, beslenme, yatma, uyuma mekânlarına döndü.
Eskiden, yani daha gençlik yıllarımda komşularımıza yemeğe giderdik, ziyarete giderdik, namaz vakti gelince eğer camiye gidilecekse camiye giderdik, yok camiye gidilmeyecekse evde cemaat yapılırdı.