Fuat Sezgin (1)

Fuat Sezgin (1)

HÜSEYİN ÖZTÜRK

Mahşer günü hesap sırasında her insana; "Sana verilen ömrü nerede nasıl tükettin" diye sorulacak denilir. Zatım inanır, inanmayanları bilmem.

İşte bu soruya huzurda huzurla cevap verecek insanlardan birisi de merhum Fuat Sezgin Hoca olsa gerektir. Bugün vefatının 7. Seneyi devriyesidir. 30 Haziran 2018.

Fuat Sezgin Hocayı dünyadaki bütün ilim adamları tanır, bilir ve eserlerinden halen istifade edilmektedir.

Ülkemizde ise son 23 yılda tanınmış, bilinmiş ve anlaşılmaya başlamıştır. Buna sebep de Cumhurbaşkanımız R. Tayyip Erdoğan'ın sahip çıkmasıdır.

Dünyada bizden başka kendi ilim adamlarını ilimden, bilimden koparan ve yaban memleketlere kovan bir siyaset ve sistem var mıdır acaba Bizde vardır.

Fuat Sezgin, 1960 darbesinde CHP zihniyetliler tarafından üniversiteden uzaklaştırılmış, uzaklaştırılmakla kalmayıp, kendi memleketinde hayat hakkı tanınmamıştır.

Fuat Hoca da milletine küsmemiş, kendisini adadığı ilim yolunda burada olmazsa dünyanın başka memleketlerinde çalışarak ülkesine hizmet etmeye ahdetmiştir.

Şimdi bu ahde vefayı özetle aktaralım:

İslam medeniyetinin altın çağının kâşifi, Müslüman bilim insanlarının eser ve icatlarını gün yüzüne çıkaran dünyaca ünlü bilim tarihçimizProf. Dr. Fuat Sezgin, 24 Ekim 1924 tarihindeBitlis'te dünyaya gelir.

Orta öğrenimini Doğu Beyazıt, Bitlis ve Erzurum'da tamamlayarak 1943 yılında matematik okuyup mühendis olma düşüncesiyle İstanbul'a gelir.

Bir yakınının tavsiyesi üzerine İstanbul Üniversitesi Şarkiyat Araştırmaları Enstitüsü'nde alanında en tanınmış uzmanlardan olan Alman şarkiyatçı Hellmut Ritter (1892-1971) tarafından verilen seminere katılır.

Bu seminerden o kadar etkilenir ki, mühendis olma sevdasından vaz geçerek Hellmut Ritter'in talebesi olmaya karar verir.

Kayıt olmak için Şarkiyat Araştırmaları Enstitüsü'ne giderek İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arap ve Fars Filolojisi bölümünde lisans eğitimi almaya başlar.