Dut Diyarı Göynük
Ülkemizin zenginlik kaynaklarından birisi de meyve ağaçlarıdır ve bunların başında da dut gelir. Pek çok yöremizde olduğu gibi dut zengini şehirlerden birisi de Göynük'tür.
Malum iki "Göynük" şehri vardır. Birisi Antalya'da, diğeri Bolu'da. Biz Bolu Göynük'ten söz etmekteyiz. Göynük esas olarak Akşemseddin Diyarı diye anılır ve öyledir.
Bir seferliğine "Dut Diyarı Göynük" dedik. Niye dedik, ona dönelim ama önce dutun tarihi hikâyesine uğrak vuralım, sonra meramımıza geçeriz.
Dut, Himalaya eteklerinden başlayarak, Çin, Pakistan, Hindistan başta olmak üzere Asya ülkelerini kapsayarak İpek böcekçiliğinin yapıldığı her yerde yetişmektedir.
Dut ağacının önemi sadece ipek imalatı değildir. Yaş veya kurusunun ekonomiye katkısından öte ekolojik dengeyi diğer meyve ağaçlarına göre daha çok sağlamasıdır.
Dünya coğrafyasında nadir dört mevsimi yaşayan kutlu bir coğrafyaya sahip olmamız hasebiyle dutun ana vatanı Türkiye olarak da kabul edilmektedir.
Bunun en önemli farklarından birisi inanç merkezli medeniyetimiz çerçevesinde dutun yerinin farklı olmasıdır. Dut ağacı evin bekçisidir. Ailenin bereketinin sembolüdür.
Bizim medeniyetimizin temelinde doğan her çocuğun adına bir dut ağacı dikilir. Göynük'te de olduğu gibi köylerimizde, ilçelerimizde ve meyve bahçesi olarak kullanılan illerimizde dut ağacı olmazsa olmazdır.
Ayrıca dut ağacının topraklarımızdaki geçmişi bin yılı geçkindir ve Ahmet Yesevi Hz.lerinin talebelerinin getirdiği rivayet edilmektedir.
Bu rivayetin doğruluğuna dair şu ayrıntıyı da derç etmelidir. Bizim ülkemiz, "İpek Yollarıyla" örülüdür. İpek Yolları boyunca dut ağaçları yüzyıllarca varlığını sürdürmüştür.
Gelelim meramımıza.
Göynük'te bahçesi olan her evde bir veya birden fazla dut ağacı bulunmaktadır. Bunların bir kısmı da yol kenarlarındadır.
Bugünlerde zamanı biraz geçmeye başlasa da sokaklarda yürürken, dutların döküldüğünü ve yürüyenler yahut araçlar tarafından çiğnendiği için yapış yapış olduğunu görürsünüz.