Dünya ve Ahiret Dengesinde Mustafa Ağabey(2)

Dünya ve Ahiret Dengesinde Mustafa Ağabey(2)

Hüseyin Öztürk

Dünkü yazı şöyle bitmişti. "Kendisini hep oraya hazırlıyordu". Yani ahirete!

Evet, merhum Mustafa ağabey, dünyalıklarını arkasına güç olarak değil, önüne katmış, münasip şekilde yerli yerine koyarak ahirete giden yolunu temizlemekteydi.

Bu halini yakınında çalışan herkes bilirdi. Üzerine düşen vazifeyi, ibadet inancı ile inşa eder ve her şeyin emanet olduğuna inanır ve söylerdi.

Belki az anlaşılan veya anlamakta zorlanılan yönlerinden birisi de "israf karşıtlığı, iktisat etme disipliniydi". Zatım bu özelliğinin yakın şahididir.

Hatırladığım kadarıyla geçmişten bir örnek verelim.

12 Eylül 1980 darbesinden sonra rahmetli Erbakan hoca da gözaltına alınınca doğal olarak Milli Gazete ekonomik krize girer.

Sadece o yıllar için söylüyorum, CHP karşıtlığı için kurulmuş gazete, "millilik" adına önemli vazife görmekteydi. İlk sermayesi, Hasan Aksay ailesindendir. Bunu herkes bilmez.

1982 yılına gelindiğinde gazetenin durumunun düzelmesi için Erbakan hoca, Hasan Aksay'ın da teklifiyle Mustafa ağabeyden işin başına geçmesi istenir.

Yalnız öyle bir ekonomik krizdir ki, kasa tamtakır kuru bakırdır. Gazete satışı azalmış, abonelerden ücret tahsil edilememektedir.

Mustafa ağabey, gazeteye emanet gözüyle bakar ve kolları sıvar. Kurban bayramı yakındır ve çalışanlar aylardır maaş alamamaktadır.

Gazetenin patronu noktasında da Kemalettin Erbakan oturmaktadır ama sadece bekçi konumundadır. Mustafa ağabey, kardeşi Nuri'ye:

-"Bu gazeteyi kurtarmalıyız ve çalışanların maaşlarını ödemeliyiz, haydi bakalım, borç para bul, Trakya bölgesine git ve ne kadar büyük baş kurbanlık bulursan, kamyonlara yükle getir ve satarak maaşları ödeyelim, yazık bu insanlara" der.

Mevzuu derin kısa keselim. Kurbanlıklar gelir, gazetenin arkasındaki arsada satışı yapılır ve bayram gelmeden insanların maaşı ödenir.