Çeşme akarken testini doldur
Çeşme akarken testini doldur
HÜSEYİN ÖZTÜRK
Başlıktaki söz; harama, hileye, entrikaya, dedikoduya, yalana, iftiraya, velhasıl ucu bucağı kaybolmuş her türlü kötülüğe teşvik eden bir sözdür.
İşin tuhafı bazen bu tavsiyeyi; helale, harama, hakka, hukuka dikkat ettiği sanılan insanlardan da duymaktayız. Doğru mu yanlış mı, iyi mi kötü mü, başkasının hakkı mı değil mi gibi hassasiyetler kaybolmuş.
Ne zamandan beri bu hususa dair neler söylenebilir diye hayalen gezerken, dün tanıtmaya çalıştığım Beyan Yayınlarından çıkan ve Bayram Karaçor'un yazdığı kitapta altını çizdiğim satırları yeniden okudum.
Aktaracağım pasajlar ister doğru, ister eğri bulunsun. Çünkü artık öyle bir ahir zamandayız ki, doğruların yerini yanlışlar, yanlışların yerini doğrular almayı sürdürüyor.
Bu nedenle, okuyanlar eminim ki kendi düşünce ve zihin dağarcıklarında yazılanlara bir not vereceklerdir. Şöyle diyor Bayram Karaçor:
"Çeşme akarken testini doldur" diyenler, suyun nereden geldiğine kafa yormak istemiyor veya yediği üzümün bağını sormayı gereksiz görüyor.
Bu, 'üzümünü ye bağını sorma' diyen atalar, kimin ataları acaba Ya da 'çeşme akarken testini doldur' diyenler neden sözün altına bir ekleme yapmazlar; 'çeşme başkasının bahçesinde veya suyu zehirli dikkat et' demezler
Elbette çeşmeden kasıt, bildiğimiz çeşme değil. Fırsatlar, imkânlar, boşluklar, hukuksuzluk, kanunsuzluk, erdemsizlik ve tabii ahlaki anlamda kural tanımamaktır.
Bakın, hayat sınırlarla yönetilir. Sınır, özgürlükleri korumak içindir. Sınırları yok ederseniz, sizin özgürlük alanına destursuz girebilirler. İşte kibir de bir sınır ihlalidir.
Tevazu sınır bilmektir. Nezaket kabalığa sınır çizmektir. Helale ve harama dikkat etmeden azgınlık, hukuku zedelemektir yani çitleri devirmektir".
"Çeşme akarken testini doldur" sözü, kibrin zirvesidir ve eninde sonunda doldurulan testinin içindekilerle birlikte heba olmak demektir. Kitaptan devam edelim: