Belh'den Anadolu'ya

Büyük bir devletiz, büyük bir milletiz.

Elbet sözüm; ülkemizi ve milletimizi sevenlere, sahiplenenlere, dünya ile ahiret arasındaki dengeyi kurabilen aklıselim sahiplerinedir.

Büyük devlet oluşumuz, millet oluşumuzun milli değerlerine sahip çıkmasıyla daha çok iyi anlaşılabilir.

Cumhurbaşkanımız Erdoğan; büyük devlet, büyük millet kavramının mimarıdır. Hem yurt içinde hem yurt dışında, inanç manzumelerimize dair ne kadar tarihi ve kültürel eser varsa, her birine sahip çıkarak ihya ettirmektedir.

İşte yüzlerce örneklerden birisini paylaşmak istiyorum. Yurt dışında TİKA, yurt içinde Vakıflar Genel Müdürlüğü yüz akı kurumlarımızdandır.

TİKA bir zamanlar topraklarımız, şimdi gönül coğrafyamız olan yurt dışında devletimiz ve milletimiz adına destan yazmaktadır.

Vakıflar Genel Müdürlüğü de ağırlıklı olarak yurtiçinde olmak üzere Bosna, Makedonya, Kosova ve Balkanlar'ın bütününde vakıflara kayıtlı eserleri restore ettirip, tarihi devamlılığın ve sahiplenmenin icrasını gerçekleştirmektedir.

Yazının başlığına gelelim:

Belh'den Anadolu'ya kutlu bir misafir geldi ve Anadolu'nun ortasına yerleşip, yüzyıllardır dini-milli birliğimizin harcını karıp durmaktadır.

Kimdir Elbette Mevlana Celaleddin Rumi Hz.leri ve babası Bahâeddin Veled'dir.

"Bahâ-i Veled" ya da "Sultanü'l Ulema" olarak bilinen Bahâeddin Veled'in medresesi, Afanistan'ın Mezar-ı Şerif bölgesi Belh şehrindedir.

İşte bu medrese, Afganistan'ın biraz olsun normalleşmesi üzerine TİKA tarafından restore edilecekmiş.

Konuya geçmeden önce Sultanü'l Ulema'nın soyunun Hz. Ebubekir Efendimize ulaştığını belirterek hikmetli bir sözüne yer verelim:

-"Dostluk ve sevgi tek taraflı değildir. Asıl olan mana dolu maksatlardır, dış görünüş ve kalıplar değildir".

-"Allah'a iman eden mümin ruhlar arasında hiçbir ihtilâf kalmadığı gibi hiçbir cehennem ve hiçbir zahmet de kalmaz"