Batılılar hasta yakarken tedavi eden Osmanlı
Batılılar hasta yakarken tedavi eden Osmanlı
HÜSEYİN ÖZTÜRK
Kendi medeniyetimize yüz buruşturup, Batı medeniyetine övgü düzenlerin mutlaka birkaç darüşşifayı görmelerini tavsiye ederim.
Geçenlerde Sanat Tarihi hoca ve talebeleriyle II. Bayezid Darüşşifasını gördük.
Edirne, Osmanlı tarih ve medeniyetinin kıyamete dek şahididir ve kalmalıdır.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın, vakur ve kararlı inancıyla Milli Saraylar Başkanlığına bağladığı Edirne Sarayı'nın geçmişindeki devlet olma ihtişamıyla ihyası, hummalı bir şekilde sürüyor. Bugüne ve gelecek yüzyıla şahitlik edecektir.
Edirne'de halen ayakta kalan ve yaşayan eserlerin önemli noktalarından birisi de II. Bayezid Külliyesi ve içerisinde yer alan darüşşifadır.
Başlıkta da belirtildiği gibi Batı medeniyetinin cüzzamlı hastaları ve delileri yaktıkları dönemde, Osmanlı medeniyeti bu hastaları tedavi etmekteydi. Şefkat ile şifa dağıtıyordu. Şifanın ilacı şefkattir çünkü.
Meseleyi önemseyenler, 15 ve 16.ncı yüzyıl Avrupa'sının tarihine bakacak olurlarsa, bazı hastaların toplumdan dışlandıklarını, cüzzamlılar ile delilerin yakıldığını okuyabilirler.
Aynı dönemde ise Osmanlı'da bu tür hastalıklar için özel darüşşifalar, mekânlarıyla birlikte halen mevcuttur.
Örneğin cüzzamlılar için Miskinler Tekkesi, Karacahmet Cüzzamhanesi gibi bütün Osmanlı coğrafyasında tedavi ocakları kurulmuştur.
Böylece hastaların toplum tarafından dışlanmalarının, ilgi ve şefkatten mağdur edilmelerinin önüne geçilmekle birlikte; mecnunlar, meczuplar günlük hayatın dışına atılmamışlardır.
II. Bayezid Külliyesi içerisinde yer alan darüşşifa, isminden de anlaşılacağı gibi Fatih Sultan Mehmet'in oğlu ve Sekizinci Osmanlı Padişahı Sultan II. Bayezid tarafından Akkirman seferine çıkarken, 1484 yılında temeli atılmış, dört yıl sonra hizmete açılmıştır.
Bir Fütüvvet Devleti olmanın önemli nişanelerinden olan bu külliyede yüzyıllarca tıp öğrencileri yetiştirilmiş, hastalara şifa dağıtılmış, ihtiyaç sahipleri doyurulmuştur.
Külliye içerisinde bulunan cami ise sanat tarihi şaheseri olarak yine yüzyıllardır ziyaret eden yahut ibadet eden herkesi kendisine hayran bırakmaktadır.