Balıkesirli Abdülaziz Mecdî Tolun

Toplumsal hafızamızın bugüne ve geleceğe ışık tutabilmesi için geçmişi canlı tutmak mecburiyetindeyiz.

Tarihi yazanların çoğu, tarihe mühür vuranları ve yazılmasına vesile olanları es geçerek, tabiri caizse robot tarihi yazarlar, o da resmigeçitte kullanılan üniforma gibi durur.

Bu hafta tanıtmaya çalışacağımız eser, işte bu benzetmenin dışında, toplumsal hafızamıza harika bir kültür tarihi bırakan Balıkesirli Abdülaziz Mecdî Tolun'un hayatı.

Prof. Dr. Ahmed Güner Sayar hoca, Abdülaziz Mecdî'nin; "Siyasi, Ticari, Edebi Hayatı ve Tasavvufi" dünyasının kaleme alınma hikâyesini şöyle anlatıyor:

"Abdülaziz Mecdî Tolun'a dair bu kitap çalışması, Hocam Süheyl Ünver'in bir arzusu idi. Kendisiyle, 27.11.1981 günü İÜ. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde gerçekleşen sohbetimizden aktarıyorum:

"Süheyl Hoca ile beraber talebelerine veda edip dershaneden çıkıldı. Ben koluna girmek istedim. 'Olmaz! Yanımda dur yeter' dedi. Sonra kulağıma eğildi şunları söyledi:

'Sen, Mecdî Efendi üzerine kitap yazacaksın. Sana verdiklerim, bende olanların yüzde biri. Ona ait bende her şey tam. Onları sana aktaracağım.

Mecdî Efendi: 'Süheyl! Seninle benim şöhretim bu dünyada bin yıl sürer' demişti." Sohbetlerimizde söz, kendiliğinden Abdülaziz Mecdî Efendi'ye gelir, Süheyl Hocam da, ondan bahisler açarak, anılar yumağını teklifsizce çözerdi".

Kısaca Abdülaziz Mecdî Efendi'ye dair eserden bilgi sunalım:

Abdülaziz Mecdî Tolun, eğitim-öğretim, ticaret, edebiyat, siyaset ve tasavvufi hayatlarında, hem selim olan akılla hem de selim olan zevkle ve nihâyet selim olan bir kalble sağlam izler bırakmış bir insan-ı kâmildir.

Farklı sahalarda etkin olmasına rağmen, onun kayda değer tarafı, tasavvufî hayatta sergilediği mühim duruşundan kaynaklanmaktadır.

Hiç şüphe yok ki, 1921-1941 yılları arasında, mühim bir geleneği, tekkeleri lağv eden, tarikatı kaldırıp yerine Muhammedî sohbetleri ihdas eden Kuşadalı İbrahim Efendi, Ahmed Amiş Efendi çizgisini, yaptığı sohbetler ve tercüme faaliyetleriyle sürdürmüştür.