"Bizim siyasetimiz, eser ve hizmet siyasetidir. Başkaları gibi makam-mevki elde etmek için değil, millete ve memlekete hizmet etmek için bulunuyoruz.

Biz, bu millete efendi olmaya değil hizmetkâr olmaya geldik". Cumhurbaşkanımız Erdoğan bu sözleri sık sık dile getirir.

Cumhur İttifakının Sultanbeyli Belediye Başkan Adayı Ali Tombaş, tam da bu ifadelerin insanı.

Geçtiğimiz gün bazı dostlarla kendisiyle bir araya gelmiştik. Siyasetçi kimliğinden öte büyük bir ailenin fedakâr üyesi gibiydi. Herkesin derdine koşmaya hazır bir karaktere sahipti.

Sultanbeyli'de ne kadar sevilip-sayıldığına dikkat kesildiğimizde de aynı resmi gördük. Cumhurbaşkanımızın yukarıdaki ifadelerini taşıyacak enerjisi var.

"Dava bizim-meydan bizim-Sultanbeyli bizim-bütün bir Türkiye bizim" diyerek, gönül erliğini ve insana hizmeti önceliyordu.

Şahsen, Sultanbeyli'nin merkezini ve mahallelerini görmeyeli sekiz-on yıl olmuş. Bildiğim Sultanbeyli öyle şehirlermiş ki, nöbeti Ali Tombaş'a devredecek olan Hüseyin Keskin de Cumhurbaşkanımızın yukarıdaki sözünü yerine getirmiş bir başkandır.

Sultanbeyli'de böylece kalfalık döneminden ustalık dönemine geçiş başlayacak demektir.

Ali Tombaş'ı, "Türkiye Yüzyılına" ithafen, "önce insan ve yaşanılan şehir" anlayışı çerçevesinde, ekibiyle birlikte kolları sıvamış, harıl harıl çalışırken bulduk.

Siyasette, özellikle milli ve yerli siyasette, "aile mefhumu" oldukça önemlidir. Aile bütünlüğü olan kimselerin siyasetine ve kişiliğine güvenilir.

Ali Tombaş, 22 yıldır siyasetin içerisinde, "aile öncelikli" olarak insanlarla omuz omuza-yan yana-el ele çalışmış ve ulaşmadığı kimse kalmamış.

Sultanbeyli'de yaşayan herkesi kendi ailesinden saydığını dile getirerek; "Yüz projenin tümü de ailelerimizin-esnafımızın-çalışanlarımızın refahı için hazırlandı" dedi.

Ali Tombaş sohbetimizde; imar ve akıllı şehircilik-ulaşım-eğitim-kültür, çevre-doğa, gençlik, spor, akıllı şehir uygulamaları ve dijital projeler, istihdam ve sosyal projeler ile sağlık projelerinden oluşan 100 projeyi hayata geçireceklerini anlattı.