Tarihsellik-tarihilik Tahtaboş-meydan (2)

3 Takiyettin Mengüşoğlu demişken; Şimdi de aynı mıdır bilmiyorum. Bizim zamanımızda, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde Psikoloji-Sosyoloji-Felsefe-Pedagoji bölümlerinden birine girmişseniz diğerlerinden de sertifika alabiliyordunuz. Ben de bu hakkı sonuna kadar kullanmıştım ve bu minvalde Umumi Felsefe sertifika programına dahil olmuştum. İki sene, dört yarıyıllık eğitim-öğrenim süresi sonunda mezuniyet imtihanına sıra geldiğinde, beklendiği üzre haziran ayındaki sınavdan geçerli not alamamıştım. 'Beklendiği üzre' dedim; Dersin hocası, 1905 doğumlu, Almanya'da felsefe eğitimi almış Takiyettin Mengüşoğlu idi. Hoca, şimdiki gibi çift odaklı (yakın-uzak) gözlük, çok odaklı mercek kullanma imkanı henüz gelişmediği için gözündeki her iki kusurunda ilerlemiş olması nedeniyle iki gözlüğü üst üste taktığı için, kağıt okumaktan imtina edip sözlü sınav yapardı. Ve neredeyse her öğrenciye tarihilik-tarihsizlik kavramını mutlaka sorardı. Notu ise bu konudaki teorik bilgilere bakmaktan çok, konuyu anlatırken vereceğiniz örneklerin mahiyetine ve kalitesine göre verirdi. Mesela; son dönem Osmanlı ve ilk dönem Cumhuriyet aydınlarının neredeyse tamamının içine düştüğü, 'biz İslam yüzünden geri kaldık' inancı nedeniyle, İslam'a ve Müslümanlara ait olumsuzluk içeren bir söyleminiz olmaz ise geçer not alamazdınız, alamadım. Eylül'de ise fazladan hiç ders çalışmadan sınava girdim. Yine aynı sorunun geleceğini biliyordum. Bu kez kendimce fazla suya-sabuna dokunmayan, ya da Müslümanlar arasındaki kimi tartışmalı konulardan birinin tarafını tutarak verdiğim örnekler nedeniyle, teorik bilgide hiçbir fark olmamasına rağmen 'pekiyi' gibi bir netice almıştım. Meseleye tarihilik açısından, yani dünü şimdiye-geleceğe hizalayarak baktığınıza göre; bugün Türkiye'de; siyasi, kültürel, sosyolojik, düşünsel tüm alanlarda Takiyettin Mengüşoğlu gibi düşünürlerle, onunonların karşı durduğu Müslümanların çatışmasını, karşıtlığını, zıtlığını yaşamaktayız hala... Dün, Batıda sosyal bilimler eğitimi alanlar, dönüp Türkiye toplumunu dönüştürmeyi, kendilerince onları adam etmeyi asli uğraş haline getirirken; Bugün, daha çok dijital teknoloji ve ekonomi üzerinden ülkenin insanları dönüştürülmeye, kişiliksizleştirilmeye, kimliksizleştirilmeye, kutsal olandan uzaklaştırılmaya, ahlaki normlardan azadeliğe; sorumsuz, merhametsiz, güya sınırsız özgürleştirilmeye çağrılmaktadır. Hatta, dünya ölçeğinde tüm insani değerler 'tarihsellik' parantezine alınarak geçmişin karanlıklarına itilip hapsedilerek, tarihi bir varlık olmaktan çıkarılmak istenmektedir. 4 Velhasıl;