Hep 'kan'

1 "Geçmiş dönemlerin devletleri hakkında, elindeki tarih kitaplarının sayfalarında neler yazıldığına bir göz atarsan, söylediklerimin hiçbir şüpheye yer bırakmayacak kadar doğru olduğunu görürsün." Yukarıdaki satırlar 600 yıl öncesinden hala önümüzü aydınlatan Üstat İbni Haldun'a ait. (Terc : Cemal Aydın) Malumunuz üstat tıpkı insanlar gibi devletlere de ömür biçer, istisna olarak sisteme 'taze kan' girmesinden bahseder. Düşünürler çoğunlukla 'taze kan'ı mecaz olarak değerlendirirler, lakin, anlaşılan o ki ABD 'kan'ı kan olarak anlıyor. Kendi tıkanmışlığını, yozlaşmışlığını, çürümüşlüğünü, korkaklığını vs. aşmak ve hayatiyetini devam ettirmek için sık sık kan dökme ihtiyacı hissediyor. ABD farkında değil belki, fakat döktüğü her kanın -çok azı da olsa- bir miktarı kendi tarafına doğru akıyor. Her seferinde bir miktar daha, her seferinde bir miktar daha... Kurbağanın haşlanması misali, ABD'de bir gün -inanıyorum ki o gün uzak değil- akıttığıbiriktirdiği kanda boğulacaktır. Umarım İstiklal'de dökülen kanlarımız, ABD tarafında biriken kanı boğma kıvamına getiren son damlalar mesabesindedir. Artık iyice anlaşılmıştır ki Amerika Birleşik Devletleri geçmiş devletlerin yaşadıklarından ders alamayacak kadar şımarmış ve sefahate dalmış, kendi çıkarlarından başkasını düşünmeyecek, başkalarının acılarını paylaşamayacak kadar katılaşmış, soğukkatı bir yapı kazanmıştır.