Bir 'olur' iki 'olmaz'

1 'Türkiye Yüzyılı' programında başka hiçbir söz söylememiş olsa dahi aşağıdaki cümlenin kurulmuş olmasıyla maksat hasıl olmuştur, diye düşünüyorum. "İnancından dolayı dışlanan Müslümanın, dilinden dolayı ayrımcılığa uğrayan Kürdün, meşrebinden ötürü baskı gören Alevinin, haksızlığa maruz kalan bu toprakların evladı Hıristiyan ve Yahudi'nin. Kısaca bu ülkede vesayetin gadrine uğrayan kim varsa herkesin yanında olduk..." 2 Hükümet de dahil olmak üzere, kimi kurum ve kişiler ailenin önemini vurgulama ve korumaya yönelik kampanyalar yaparken, malumunuz, en çok 'cinsiyetsizleştirme' meselesinin altını çizerler. Ne var ki bu çevreler başka bir noktada cinsiyetsizleşmenin değirmenine su taşırlar. Şöyle ki; Efendim! İş dünyasında kadının da var olduğunu vurgulamak için güya yeni bir kavram kullanılıyor: İş İnsanı Farkındaysanız iş insanının cinsiyeti yokbelli değil. Eğer niyet gerçekten kadın haklarına saygı ise o zaman 'iş adamı'nın yanına 'iş kadını'nı da eklerdiniz mesele biterdi. İş aleminde de adam(erkek) adamlığını kadın kadınlığını bilirdi. (İş adamında ki 'adam'ın cinsiyet bildiren bir kelime değil, vasıf bildiren bir kelime