Hakkı Yalçın

Takvim

Deprem!

HATAY'DAKİ depremi unuttuk, 6 Şubat gelince yeniden hatırlıyoruz. Oysa ne insanlar gördük, deprem bölgesine yardım taşıyan gönüllüleri, kefen bezinden perde yaparak çocuklara film izlettirenleri. İnsanlık tersanesinde işçi olarak çalışmaktan vazgeçmeyenleri. Getirdikleri odunlar ve sobalar öğle güneşi gibi çadırları ısıtırken, geceleri ışığı solmuş

Borç!

MÜZİK deyip geçmeyin, her devir kendi asaletini ya da rezaletini simgeler. Maziden sesler duyarız. Çocukluğumuzdur o şarkılar, gençliğimiz. Bir sokak lambasının altında kar tanelerine avuç açmak, yağmurda şemsiye açmamak. O şarkılarda cesaret ve haysiyet vardır, emeğe saygı. Sabah vardiyaları akşam çıkışları. O şarkılarda namus vardır, köprü altınd

Çocuk ve çiçek!

SÖMESTR tatili bitti. İçimizdeki orkestra hangi şarkıyı seslendirirse seslendirsin, hayatın en gizemli çalgısı teneffüse çıkan çocukların sesidir.Karanlık adamların yüzünü kara çıkarmayan sistemde, parasal iklim kuşağı Z kuşağını cebinden çıkarır. Bahşiş niyetine!Dostlarınıza borcunuzu ödemekte gecikebilirsiniz ama kötü insanlara asla borçlu kalmay

Sosyal medya!

BİR toplumu ayakta tutan en anlamlı değerlerin kaybolmasıyla, sosyal medyanın var olması arasındaki uçurum gittikçe derinleşirken her şey ortada! Sosyal medyayı toplumsal ve insani konularda kullanan onurlu insanlara saygılarımı sunarken, meselenin "ahlaksız" tarafı bir felaket. Sosyal medyada tedavisi tıbben mümkün olmayan bir nefret hastalığı yay

İmza!

TOZLU topraklı yolları sorsam bilir misin Tanır mısın kırkikindi yağmurlarını Bebek kokusundaki ilahi duyguyu keşfettin mi Hiç kar erittin mi pekmezde Kan kusup "şerbet içtim" dedin mi Ne biriktirdin ömrünce Nefret mi para mı Forsa krallarını mı sevdin borsa sansarlarını mıHayatı omuzlarından mı tuttun paçasından mı Kaç kez suya sabuna dokundun Kaç

Hayal!

YANGIN çıkaran tramvaylar vardı Beyoğlu'nda, kimse ölmezdi. Güneş yanığı ahşap evler vardı, kolay yanmazdı. Çiçeklerle konuşurdu kadınlar, ayak sesleri karşı evlerden duyulurdu. Kimse kimseyi dinlemeye tenezzül etmezdi. İnsanlar çeşme başında su içmek için eğilirdi üç kuruşluk çıkar için değil. Yalınayak çocuklar sokaklarda meleklerin kanatları alt

Umutsuz!

BU yalan dünyada yanan otelin penceresinden lapa lapa yağan çocukları gördük. Birileri de çocuğunu yangından kurtarmak için pencereden atan babanın acısını tarif etsin onu görelim. Karısının ve çocuklarının cenazesine sedyeyle katılan babayı gördüm de aldığı her nefeste bin kere öldüğüne şahitlik ederim.Dünyada hiçbir otel yangınında böylesine bir

Yürek yangını!

YANGINDA ölen insanların yayınlanan fotoğraflarına bakıyorum. Güzelim çocuklar, anneler babalar abiler, kardeşler. Cümlesi. 78 can, 78 insan. Yüreklere düşen kora mahsuben "bu yangında tarih dondurulmuştur!" Kelimeler yetersiz kalırken sorumsuz bir yangında bütün suç da çalışmayan alarma ve yangın merdiveninin üzerine kondurulmuştur.Bir anne ve bab

İlahi rüzgar!

İNSANLARIN diri diri yandığı bir otelde, cana değer verilmediğini mi tartışmalıyız, sokakta yürürken de bir otelde konaklarken de kefenimizi yanımızda taşımamız gerektiğini mi Ölüme yataklık eden bir otelin geceliğinin kaç para olduğunu mu tartışmalıyız, bir insanın anne karnında gelişmesinden doğumuna ve akıl çağına ulaşmasına kadar en az 20 yıl,

Yarınlar!

İKLİM değişiklikleri konusunda aktivist olan 18 yaşındaki bir genç kıza yabancı bir belgeselde soruyorlar, "neden mücadele ediyorsun" Kızın verdiği cevap; "50 yıl sonra dünyada yaz mevsimi 10 derece daha sıcak olacak. Dünyayı bu hale getirenler o zaman ölmüş olacak ama yaşlandığım zaman o dünyada ben yanacağım. Bu bana haksızlık değil mi" Böyle düş