Hakkı Yalçın

Takvim

Anneler Günü

İSİMLERİ her dilde anlam bulan anneler. Yılları yollarda harcanan anneler. Bir kandil gibi kendisini tüketirken bile ülkesine ışık saçan anneler. Hayatı sadece elinden değil yüreklerinden tutan anneler, çocuklarını kitap gibi okurken kendilerini unutan anneler. Her ay sonunda elde kalanı sıfırla toplayıp umutla çarpan anneler. Çaresizliğe diş geçir

Dikkat köpek yok!

ÖNCEKİ gün yolumun üzerindeki evin kapısında tabela gördüm; "dikkat köpek yok!" Şaşırdım, bir insan neden köpeğinin olmayışına dikkat çekmek için levha asardı Bahçe kapısının ardındaki benim yaşlarımdaki adam çok dikkatli baktığımı görünce bir açıklama yapmak ihtiyacı duydu. "Bu dünyada korkulacak tek canlıdır insan." Fikir ortaklığına mahsuben "ay

Yaralı kuşlar!

ÇOCUKLAR kimseden korkmadan sokağa çıkardı. Her sokaktan bir satıcı çıkardı çocukların önüne. Satıcılar çocuklardan garip, çocuklar satıcılardan masum. Delikanlılar afili saksılar karanfilli. Bir anlamı olurdu şarkıların, en güzel hikayeler çiçekçi kadınlarda olurdu. Çiçekler kadınlardan güzel, kadınlar çiçeklerden renkli. Şimdi artan cinayetleri

Kadın yüreği!

HEY gidi erkeklik, eline silahı alıp, yere düşen kadının kafasına 5 kurşun sıkan zamane erkeklik. Bu canilerden eskiden de vardı ama bu kadar zalim bu kadar sırtlan yoktu. Onların çoğalması, bu katillerin sırtının sıvazlanmasından kaynaklanıyor. Çünkü böyle erkekliğin şerefsizliğe eli mahkum ama mahkemede bir kravat, yalandan bir tahrik savunması i

İnsan sağlığı!

GEÇMİŞTEKİ dergilerin, gazetelerin insanların sağlıklı yaşamına yönelik önerileri olurdu. O dergiler insanları hem bilgilendirir hem ilgilendirirdi. 1960 yılı Hayat Dergisi'nden bir haber. "Fransa'da her 33 dakikada bir kişi alkol zehirlenmesinden ölüyor!" Tehlike naif bir dille anlatılmış. "Alkol tesirini gayet ağır ve sinsi şekilde icra eder. Sen

At ve arpa!

AŞKIN şimdilerde aşk olmadığı, üretip bölüşmenin masal olduğu, hayatın neferi olmak yerine, sorumsuzluğun patronu olmayı seçenlerin bol olduğu topraklarda gün gelecek gözyaşlarını içecek insanlar. Su yerine. Türkiye'nin çöl olma ihtimali, güneşin doğması kadar gerçektir de sorumsuzluk deryasında yüzen yüzene. Uzmanlar, Türkiye'deki kuraklığın sebe

Sen!

HEP bir mücadele içindesin, hep bir karamsarlık var yüreğinde. Kendini yormaktan mutlu oluyorsun da neyi aradığını kendine soruyor musun Kayıp zannettiklerin belki de yanı başında duruyor farkında değilsin. Ufkun gittikçe daralıyor da kimlere aralıyorsun bilgi pencereni Yaşadıkların mı değerli yaşamadıkların mı Biliyor musun Yüzündeki gülüş birkaç

Ucuz dostluk!

KARŞIMIZDAKİ insanların düşündüğümüz insanlar olmadıklarını birçok şeyi kaybettikten sonra anlıyoruz. Kalbimize saplanan bir bıçak, dost zannettiğimiz insanların "sahteliği" kadar yaralayıcıdır. Çıkarları için eğilip bükülenlerin omuzlarındaki melekleri düşürdüğünü de görüyoruz, para için alçaklarda süründüklerini de. Oysa adam olan; ya çocukların

Bilim insanı

MESLEKİ sadakat en anlamlı güven duygusudur. Bizim ülkemizde az bulunan bir şey. Çünkü bütün değerler "paralandı!" Bilim insanlarının depreme karşı gösterdikleri reaksiyonları 1999 depreminden beri izliyorum. Şener Üşümezsoy'u takip ederken takdir ettim, dürüstlüğünden ve bilgisinden şüphe etmedim. Düzce'deki depremi tahmin eden de oydu, depremden

Gazze!

BİR depremle insan canının ne kadar değerli olduğu gerçeğinin farkına varabiliyoruz. Oysa minicik çocukların, bebeklerin üzerine bombalar yağarken empati yapamıyoruz. Gazze'deki insanlardan bahsediyorum. Onlara her gün depremi yaşatan kansız İsrail'den ve Amerika'dan. İnsan canına zerre kadar değer vermeyen Netanyahu ve Trump gibi cellatlardan! Ga