Gürcan Bilgiç

Sabah

Jesus önce hayal ettiriyor

Jorge Jesus her maç bizlere yeni bir mesaj veriyor. Hani, yapay zekaya doneleri verip, "Bana bir resim yap" diyorlar ya, Portekizli "Kurt" da her karşılaşmada geleceğin resmi için bir renk ortaya atıyor. Kanatları kullanmak, direkt oynamaya çalışmak, orta sahayı sadece top rakipteyken kullanmak, üçlü veya beşli veya dörtlü oynamak... Bildiklerini z

Reklamlar (!) bitti

Kendi unvanıyla başlayan bir maçtı; kazanan lider olacak... Beşli başladı maça Jesus. Önlerinde Arao ve Zajc ile... Oyuna değil pozisyonlara hakim olmak istedi. Valencia'nın müthiş performansı, Demirspor defansının yerleşim yanlışları ve hatalarıyla 2-0'ı da buldu. Kadıköy'ün gecesinde keyif vardı. Montello da ilginçtir, aynı taktik ile sahadaydı.

Doğru oyun!

Sadece sistemini "beşli"ye döndürmemişti Jesus, son maçtan yedi farklı oyuncuyla Viyana'da sahadaydı. Birden bire takımın genetiği, topla oyna, pas yap, atak organize et, pozisyon bul formatından çıktı. İki de altı numara (İsmail-Crespo) bu gruba eklenince, yedi mücadeleci ile "önce kaybetme" maçını izlemeye başladık. Fikir vermesi açısından bu düz

Orta sahanın maçı nasıl yöneteceği önemli

SORU: Austria Wien maçında Fenerbahçe'nin sahaya nasıl bir 11'le çıkmasını bekliyorsunuz Kasımpaşa maçı kadrosu, altı maç sonunda Jesus'un aklındakilere en yakınını yapandı. Taşlar yerine oturmuş, oyuncu grubu birbirini anlamış, önde ve ikinci bölgedeki baskıyı doğruya en yakın şekilde de yapmışlardı. Yani; sakatlık yoksa bu takımla oynamayacaksın.

Gemi yola çıktı

Fenerbahçe'nin ön ikilisi (King- Valencia) makine gibi çalıştılar. Gol attılar, attırdılar, pozisyon hazırladılar, top kaptılar, baskı yaptılar. "Santrfor" nakaratı ile bir haftadır "mahvolduk" sazı çalanlara nazire yaparcasına üretiyorlardı. Kalitesi yüksek oyuncu elbette önemli. Ancak "Ümraniye dersi" ile birlikte daha net bir gerçek vardı gözler

Luan Peres'ten sol bek olmaz

Ciddi bir skor avantajı ile gittiğin rövanşta, sahaya çıkan takımı isimler veya istikrar üzerinden eleştirmek "mantıklı" değil. Jesus elbette elindeki kadroyu en ekonomik ve en adil biçimde kullanmak isteyecek. 3-0 biten ilk maçın ardından, sadece turu geçmesi beklenen bir maçı, görmediği, beklentisi olduğu, ne durumda olduklarını bilmek istediği o

İlk ders geldi!

Ve Jorge Jesus'un da öğreneceği şeyler varmış... Süper Lig dediğinizde burun kıvırıp, lige yeni yükselmiş rakibi "çantada keklik" görüp, tek orta saha ile sahaya çıkarsan, adamda "kariyer" falan takmazlar. Hangi rakip analizi ile buna karar verdi bilemiyoruz elbette. Ümraniye'nin üç golü de duran toplardan atması bir yana, kendi sol bekini (Peres)

Ön sunum!

Savunma disiplininden bir milim bile taviz vermeyen bir rakip daha Fenerbahçe için. Baskıyı kurmadaki öncelikli plan sol kanat. Ferdi, Lincoln ikilisi, Zajc- Valencia destekli pas köprüsü kurup, kaleye olan metreleri kısaltmanın peşindeler. Slovacko, Rıza Çalımbay takımlarının geleneğinde. Orta sahada adam adama oynuyorlar. Top kime gelse, ensesind

F.Bahçe'nin hakkıydı

Böyle bir maçı anlatmak o kadar zor ki... Dinamo'nun kaleyi tutan tek şutu gol hanesinde... O ana kadar ceza alanına bile girmemişlerdi. Öncesinde Rossi'nin altıpastan dışarı giden, İrfan Can'ın direkte patlayan net pozisyonları vardı. King'in kaleciyi geçemediği veya kaleci Bushchan'ın kurtardığı penaltı veya 90'dan aldığı Szalai'nin kafa vuruşu..

Kontenjan

Maç öncesindeki beklentilerimizin karşılandığını gördük. Fenerbahçe isteyecek, deneyecek ama Dinamo mücadele edip, hızlı geçiş-atak yapacaktı. Jesus, iki altı numara, İsmail ve Arao ile tedbirini aldı. Merkezi kapatıp, topun kendisinde kalmasını sağlayacak formülü önemsedi. İki oyuncusundan da üst düzey verim aldı. Bir başka kilit nokta duran topla